يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
8
Burada قواعد التكفير “Tekfir Kaideleri” demiş
olduğumuz kaideler devreye girer. Çünkü her ne kadar risalet
ulaşmış olsa da şer-i ahkâm olduğu için bazen âlimin
ictihadında tevil ve hata muteber olur. Bazen cahil anlayamaz,
bazen başka bir ayetle başka bir ayeti yanlış anlamış olabilir.
Kudame ibni Maz’un’da olduğu gibi.
Ancak defaetle demiş olduğumuz gibi dinin aslında
kesinlikle hata, cehalet, tevil, geçerli değildir.
Vacip Ne Demektir
Bu insanların bazen de kavramları karıştırması ihtilafı
körüklemektedir. Çünkü kendilerini selef menhecine bile
nispet eden insanlar vaip kavramını selefi gibi anlamaktan aciz
kalmışlardır. Onlar zannettiler ki bu kavramla kastedilen
"Delaleti zanni delil ile sabit olan hükmün beyanı için
kullanılır!” Oysa bu Hanefilerin usulünde böyledir.
Selefin usulünde ise aşağıda açıklayacağımız gibi farz
kelmesi ile müteradif/eş anlamlı olarak kullanılmıştır.
Sözlükte “düşen; meydana geldiği kesinlikle bilinen;
sabit, bağlayıcı, gerekli” anlamlarındaki vâcib (Lisânü’l-
ʿArab, “vcb” md.) terim olarak “şâriin mükelleften yapmasını
kesin ve bağlayıcı biçimde istediği fiil” demektir. Fakihlerin
çoğunluğu bu terimi farz ile aynı mânada kullanırken
Hanefîler, bir fiilin yapılmasının kesin ve bağlayıcı tarzda
istendiğini gösteren delil kat‘î ise bunu farz, zannî ise vâciple