يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله
ّ
قح
ّ
يعرش مك
ُ
ل ح ريفكتلا
4
meselelerinde ise, ya da Dar’ul İslam’da değil de Dar’ul
küfürde yaşıyorsa bu kimsenin cehaletini mazur görmüşlerdir.
Ancak bu mazeret dinin aslında ve büyük şirkte değildir.
Bu konuda İbni Hazm’dan, İbnit Teymiye’den ve
başka âlimlerden getirilen bütün deliller bu söylemiş
olduğumuz şeylere dönüktür.
İbn Teymiyye (Rahimehullah) şöyle demiştir;
“Cehalet ancak giderilmesi mümkün olmayan
durumlarda özür olur. İnsan hakkı bilme imkânına sahip
olur da bu hususta gerekeni yapmaz, ihmalkâr davranırsa o
zaman cehaleti ile mazur sayılmaz.”
37
Bu konu hakkında yazmış olduğumuz bir başka
risale vardır. Orada bunların bütün delilleri vardır. Bu
konu tamamen farklı bir konu olduğu için ve yeri de burası
olmadığı için sadece bir nakille yetiniyoruz.
Evet, burada kastedilen dinin aslı ise şudur: Dinin aslı;
Allah'ı ikrar etmek, sadece O'na ibadet etmek, O'nun dışındaki
ilahlara ibâdet etmeyi terk etmek ve O'na şirk koşan
kimselerden beri olmaktır. Allah'ın varlığını, bir olduğunu,
ilim, irade, kudret gibi aklın bunlar olmaksızın İlah
olunamayacağını idrak ettiği sıfatların varlığını bilmesi ve
O'ndan başkasına ibadet edilmeyeceğini, muhaliflerinin ise
dalalette olduğunu idrak etmesidir. İşte dinin aslı budur.
37
Mecmuu’l Fetava, 20/280