يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
6
Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem ve sahabe döneminde
tartışılmayan nice şeyler daha sonra tartışılır hale gelerek
insanların kalplerine şüphe tohumları atılmıştır. Keşke bu
konuları tartışan kimseler ilimden nasiplenen kimseler
olsaydılar! Bu konuda bilen de konuştu bilmeyen de konuştu.
Ancak ne yazık ki bunların ekserisi ilim ile iştigal etmeyen ve
tevhid-i tedrisatı ibtidaiyye seviyesinde bile olmayan
kimselerdir. Selefin altına girmekten korktuğu nice konularda
kalem oynatmışlar ve insanların ya dalalete düşmelerine ya da
bir bid’ata saplanmalarına sebep olmuşlardır.
İşte böylesi kimseler için Allah subhanehu ve Teâla
şöyle buyurmuştur.
ْ
م
ُ
ه
ْ
ن
ِ
إ
َ
و
َّ
ى
ِ
نا
َ
م
َ
أ
ٓ
َّ
لا
ِ
إ
َ
ب
َٰ
َ
ت
ِ
ك
ْ
لٱ نَ و
ُ
م
َ
ل
ْ
ع
َ
ي
َ
لا نَ وُّي
ِ
م
ُ
أ
ْ
م
ُ
ه
ْ
ن
ِ
م
َ
و
نَ و
ُّ
ن
ُ
ظ
َ
ي
َّ
لا
ِ
إ
“Bunların bir de ümmî takımı vardır; Kitab’ı
(Tevrat’ı) bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü
kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar.”
6
Hakikaten öyle değil mi? Kitabı bilmeyen henüz
yüzünden okuyamayan kimseler dahi insanların kanları ve
malları üzerinde söz söylemeye kendisini yetkili görüyor.
İşte Allah Subhanehu ve Teâla önceki kitap ehlinden
bu durumda olanları kınamıştır. Bunlarda kınanmayı hak eden
kimselerdir.
6
Bakara suresi, 78