يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله
ّ
قح
ّ
يعرش مك
ُ
ل ح ريفكتلا
9
Tüm bunlara binaen şöyle deriz: Şayet bir kimse dinin
aslından olan üç şeyi gerçekleştirir ama dördüncüsünü
gerçekleştirmez ise, Allah dışında ibadet edilenlerin terki veya
Allah'a şirk koşanlardan beri olmak gibi, o zaman bu kimsenin
İslam’ı sahih olmaz. Zira dinin aslı tecezzi kabul etmez. Yani
bölünemez. Biri yok olunca hükmen hepsi yok olmuş olur.
Bu İhtilaf Lafzî Bir İhtilaf mıdır Yoksa
Hakikî Bir İhtilaf mıdır?
Bütün bunlara ilaveten müşriklerden beri olmanın
lazımı olarak onları tekfir etmek vardır ki işte lafzî olup
olmadığı iddia edilen ihtilaf da budur. Yani Tekfirin dinin aslı
olan müşriklerden beri olmanın lazımı olduğundan dolayı
aslından olup olmadığı hususudur.
Bizim bu risalemizin maksadı da zaten tekfirin dinin
aslından olup olmadığını irdelemektir. Tekfir dinin aslından
olmayıp ancak lazımından ve gereklerinden sayılır. Zira
aşağıda beyan edeceğimiz gibi bunda aklın hiçbir dahli yoktur.
Kâfirlerden ve taptıklarından teberri etmek ya onları inkâr
etmekle ya da onların yollarının yanlışlığını ortaya koymakla
gerçekleşir. Buna onların edinmiş oldukları yollardan beraat
etmek denir.
Eğer bu tarif bu şekilde kabul edilirse onların
taptıklarından ve onlardan uzaklaşmayı isimlendirmeden