Akâid Risâleleri - Tekfir Şer’i Bir Hükümdür

(lazimdegil) #1
يلدب

ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله
ّ

قح

ّ

يعرش مك
ُ

ل ح ريفكتلا

9

isimlendirmelerdeki ihtilaf lafzi bir ihtilaftan öteye gitmiş


olmaz.


Biz aynı zamanda şunu da demiş oluyoruz. Eğer

“Tekfir Dinin Aslındandır” diyenler Kur’an ve sünnet ile


sabittir bundan dolayı dinin aslına girer derlerse onlar her ne


kadar bizim dinin aslı ile kasdettiğimiz şeye muhalif olarak bu


şekilde bir dinin aslı diye ortaya koyarlarsa burada yine lafzi


bir ihtilaf olmuş olur. Ancak tanımlamada usul hatası


yapılmıştır. Çünkü tartışılan ve ihtilaf edilen bu tarif değildir.


Zira bu anlamda namaz, zekât, oruç hac vs gibi ibadetler de


dinin aslından olmuş olur. Çünkü daha evvel beyan ettiğimiz


gibi din artık kemale ermiştir. Kıyamete kadar da bakidir.


Gerek dinin aslına taalluk eden konularda gerekse

ihtilaflı ve ictihadi konularda olduğu gibi kendini İslam’a


nisbet eden kişinin tekfir edilmesi meselesi dee şer-i bir


hüküm olup, akli bir hüküm değildir. Çünkü biz tekfir; Allah


ve Rasulünün sallallahu aleyhi ve sellem’in hakkıdır demiştik.


O halde bizler ancak Allah ve Rasulü sallallahu aleyhi

ve sellem’in tekfir ettiği kimseleri tekfir ederiz. Risalet


gelmeden önce her ne kadar akıl bir şeyi çirkin ve kötü görse


de; bu tekfiri gerektirmez. Çünkü bir kişi bir şeyi; sapıklık,


kötü, zulüm, haddi aşma görebilir ancak bu, o şeyin küfür


olduğu itikadına sahip olunmayı gerektirmez. Zira akıl şer’i


olarak bunların isim ve hükümlerini bilemez.


Bir kimse buna beri olmak der -ki zaten hakikatte de

budur- diğer bir kimse, inkâr etmek, diğer bir kimse


uzaklaşmak derse; aynı manaya delalet ettiği müddetçe hakiki


bir ayrılığı gerekli kılmaz.

Free download pdf