okuttukları çocuklarına, siyasal iktidarı elde edebilmeleri için, İmam-Hatipler
vasıtasıyla alt tabakadan sosyal taban yetiştirmektir.
Beyaz İslamistler ve Suud Bağı
Suudi Arabistan, Türkiye’de İslamistliğin kurucusu olan beyaz İslamistleri
desteklemiştir. Suudi Kraliyet tabakası, beyaz İslamistleri elli yıl finanse etti.
Üniversitelerine onları hoca yaptı. İnşaat işlerini onlara verdi. Onlara Avrupa
üzerinden hac kotası ayırdı. Bu beyaz Türk İslamistler, özellikle 1980’li ve 1990’lı
yıllarda Suudi Arabistan’la aynı günde oruca başlar ve bayram yaparlardı.
Namazları, onlar gibi kılarlardı. Suudiler, beyaz İslamistlerden Türkiye’de
başörtüsünü ve faizi mesele yapmalarını istemişti. Onlar da bunu harfiyen
uygulayarak başörtüsünü propagandalarıyla, ülkenin birincil problemi olduğunu
kamuoyuna kabul ettirdiler. Ben, İngiltere’de öğrenci olduğum 1990’da bile
Arabistan üniversitelerinde görevli beyaz İslamist Türkiyeli akademisyenler,
İngiltere’ye gelip, Türk öğrencilere başörtüsü ve faiz propagandası yaparlardı.
Hatta bir seferinde Erbakan da gelmiş aynı şeyi yapmıştı.
İmam-Hatiplerde Türkiye milli din eğitimi almayanlar dış ülkelerin ve iç dinsel
cemaatlerin din anlayışları tarafından etki altına alınabilmektedirler. Cemaat
mensuplarının büyük çoğunluğu bu tip kişilerdir. Mesela Türkiye’deki milli din
eğitimini almamış beyaz İslamistler, Vahhabi tandanslı idiler. Vahhabiler, İmam-
Hatiplileri sevmezlerdi.
Suud Kralı Abdullah’ın, 40 yıl aradan sonra ilk kez 12.11.2007 tarihinde
Cumhurbaşkanı olduğunda Abdullah Gül’ü Ankara’da ziyareti bu bağın
göstergesidir. Suud Kralı, halen Atatürk’ü ve laikliği temsi etmesinden dolayı
Çankaya Köşkü’ne gitmemişti. Nitekim Suudi Arabistan Kral’ı Abdullah, bir önceki
yıl ziyaretinde olduğu gibi bu yıl da Anıtkabir’e gitmedi. Gül, Suudi Arabistan
Kralı Abdullah’ı kaldığı otelde ziyaret ederek, Çankaya Köşkü protokolünde o
zamana kadar görülmemiş bir uygulama gerçekleştirmişti.
Arapların, İstanbul’u alma politikası vardır. Hz. Peygamber dahi, İstanbul’u
fethetmek için bir sefer düzenlemişti ama Suriye’den geri dönmüştü. Şimdi bunu
para ile satın alarak yapıyorlar. Kendisini İslam’ın lideri olarak gören Suud
Araplarının bir diğer politikası; Türkiye’de laikliğin ve Atatürkçülüğün
yerleşmemesi idi. Çünkü bunları yerleşmesini, hem kendi siyasal varlığına hem
de geleneksel arkaik İslam anlayışına tehdit görüyordu. Bu nedenle Türkiye’de
İslamcılık hareketlerini destekliyordu.
“Suudlular, Atatürk’e ve laikliğe, kendilerine Türkiye’den arazi
satılmasını engellediği için düşman idiler.”
Siyah İslamistler, Siyahî Başkaldırı
Siyah İslamistler, aslında yerli İslamcılardır. İmam-Hatip okullarında
yetişenlerdir. Kendileriyle yukarıdakiler arasındaki eşitsizliğin farkına varan kırsal
ve toplumun alt kesimleridir. Aslında onlar, tarihte emsali sıkça görülen siyahi
başkaldıranlar idi. Cumhuriyet Türkiye’sinin açtığı İmam-Hatip Okulu, elli yıl
sonra, Cumhuriyet egemenlerinin başına bela olmuştur. Ama belki de
Cumhuriyeti yine onlar kurtaracaklardır.