sembollerinin aynısını sürekli üretmektir. Düşünsel kimlikte ise aynı fikri bir daha
üretmenin hiçbir değeri yoktur. Sürekli yeni fikir ve bilgi üretmek gerekir.
TÜRKİYE’NİN KİMLİĞİ
Türkiye’nin oluşturmak istediği sözde toplumsal kimliği; İslamcı, Türkçü ve Batıcı
olmak üzere üç farklı unsurdan oluşmuş eklektik, derleme ve toplama bir
kimliktir. Fakat etkin olanı İslamcı unsurlardır. Bu kimlik unsurlarının ve “Ezan
susmayacak, bayrak inmeyecek” söyleminin nedeninin analizini yapacağız.
İSLAMCI KİMLİK SEMBOLLERİ
Türkiye’nin toplumsal ya da kamusal kimlik unsurlarını, İslam dininin görsel ve
işitsel olmak üzere iki sembolik kısma ayırmak mümkündür.
GÖRSEL DİNSEL SEMBOLLER
Türkiye’nin en çok kullandığı kamusal görsel dinsel kimlik sembollerinin başında
cami ve minare gelir. Cami ve minare kutsal mekan sembolleridirler.
Mabet; Kutsal Mekan
Kutsal mekanların başında mabet gelir. Mabet kavramını insanlık, tanrı kavramını
ürettiği on bin yıl önce icat etmiştir. Mabet, kutsal mekan anlayışıdır ve ilkel
insanın totemciliğinden kaynaklanır. Totemcilikten kaynaklanarak insanlık, Tanrı
ülkesi ve Tanrı evi kavramlarını üretmiştir.
Tanrı Ülkesi ve Evi
İnsanlık Tanrı kavramını ürettiği on bin yıl önce ona bir de Tanrı Evi inşa etmiştir.
Her site, Tanrı sitesi olduğundan onun orada bir de sarayı vardı. O nedenle her
sitenin bir tanrısı ve bir de tanrı evi vardı. Bunları, kutsallaştırarak klanın kimliği
olarak kullanmıştır.
İslam’da Mabet
İslam’da mabedin kimliksel önemi olmadığından Peygamber kıldırmasına rağmen,
kendi arkasında ve mabette cemaatle namaz kılmayı farz yapmamıştır. Mabette
ibadet farz yapılmayınca, mabet inşa etmek de farz olmamıştır. Bu nedenle
Peygamber, kendi zamanında Müslümanların yaşadığı her yerde mescit inşa
etmemiş, sadece kendisinin yönetim merkezi olarak bir mescit inşa etmiştir.
Kuran Tanrı şehri kavramına da karşı olduğundan Allah’ın evinin bulunduğu
Mekke’yi Allah şehri yapmamıştır.
Türkiye, Cami ve Kimlik
Türkiye, Kuran’ın “mescit” adını verdiği mekana “cami adı vererek anlam
kaymasına uğratarak teolojik fonksiyonunu değiştirmiştir. Camiyi toplumun
toplumsal kimliğinin görsel dinsel sembolü ve bu dinsel kimliğin topluma işlendiği
mekan olarak kullanır. Namaz için inşa etmez. Çünkü Türkiye’de camileri
dolduracak miktarda insan namaz kılmıyor.
Türkiye’nin camiyi kimlik olarak kullanmasının analizi şu gösterenleri ortaya
koyar:
Düşünme işlemi yaparak kendi özgün kafasal kimlik üreteme acizliğini,
başkasının ürünü olan mabedi kimlik olarak kullanma ile telafi etmektedir. Kafa
ile üretilen külliyat üretemeyenler, kol ve para ile üretilen külliye inşa ederler.
Külliyat üretemeyenler, elin oğlunun inşaat ve mimari bilgisiyle ve malzemesiyle
külliye inşa ederek kendilerini ve toplumlarını avuturlar.