Tabanca Koleksiyonu ve Perşembe
akli dengesini yitirmiş bir keşin yatak odasını süslüyordum
perşembe gecesiydi
ve bakteriler içinde bulunduğum karanlığı ele geçirmişti tümüyle
nabzı atmayan yastıklarda kimyasal uykulara dalmış
ve 1948 pozları vermiştik yarı çıplak
ayı yok etmeyi, havaya uçurmayı
ve sonsuza dek silip atmayı hayal ediyordum gökyüzünden
bir de kafatasından vurulmuş bir kuğu gibiydin düşlerimde
sonra zamanı kol saatine hapsetmeyi teklif etti bana
gök gürleyince sordum
kim böyle bir şeyi ister ki diye
bir zamanlar edebiyat öğretmeniydi bu ihtiyar keş
edebiyat yapmayı eski kelimeler kullanmak sanıyordu
her yazar ibnesinin sandığı gibi
ama sürekli konuşmak zorunda hissedenlerden
çok daha akıllı bir kadındı
sonunda bakteriler karanlığı terk etti
çünkü kemirecekleri bir şey kalmamıştı geriye
nereden bakarsan bak sana benziyorlardı
ya da bir başka ihtimal olarak
deli olduğumu söyleyen annen haklıydı
kadının boktan kederli şakaları bitince
çocuk sahibi olamadığını itiraf etti bana
zaten aksini düşünmek saçma olurdu
eroin içindeki çocukla birlikte öldürebilirdi onu
ve sidik lekeli bir banyo fayansında düşüp
eşzamanlı olarak hiçliğe gömülebilirdi
belki sadece gülüp geçerdik buna
daha önce de
yaşandı diye