DAĞINIKLIK
Sırtımda bir şey taşırım;
Dağ gibi ağır.
Başım dumanlı, önümü göremem,
Kulaklarım sağır.
Dertler bir ayı pençesi gibi,
Her şeyi yüzüme vurur.
Ben de bilirim elbet;
Bir baltaya sap olamadığımı.
Burnumu da sokmam öyle,
Olan ve olmakta olan şeylere.
Ama mevzu bahis senin;
Fırtınalardan kurtulmuş gözlerinse,
Bütün kirpiklerimi tek tek kopartıp;
Dileğimin gerçekleşmesini isterim.
Saatimi kurup yanında uyanmanın,
Eşsiz hayalini kurarım.
Ve sonra evi toplarım biraz;
Kıyıda köşede bırakılmış hayallerim,
Seni düşünerek geçirdiğim tüm zamanları;
Doldurur siyah bir poşete,
Dışarı çıkarım.
Önce çöpleri,
Sonra kendimi atmaya...