Yeni Vizyon Fanzin 6. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

bir de ilk çocuğunu eklediğimizde “Deli Shelley” lakabını yeniden alması kimseye şaşırtıcı gelmemeye baş-
ladı. İlk çocuklarını yetiştiren ve ikincisine hamile kalan eşi ailesinin yanına döndü.
Shelley karısını o kadar çok özledi ki (!) başka bir kadına aşık oldu. Evet, tam da böyle oldu. Kalbinin yeni
arzu objesi Londralı romancı William Godwin’in 16 yaşındaki kızı Mary Godwin’di. Mary’nin babasının evi
genç bir edebiyatçı için ideal ortamdı. Mary Godwin henüz çocukken kanepenin arkasına saklanıp Samuel
Coleridge’in afyonun etkisinde yazdığı şiirleri anne-babasına okumasını dinlemişti. Mary’nin annesi kehanet
eder gibi şu sözleri yazmıştı: “Pek çok masum kız candan, tutkulu bir kalbe aldanır ve faziletle ahlaksızlık
arasındaki farkı öğrenemeden mahvolur.” Sözlerinin bir gün, Shelley’ye çabucak gönlünü kaptıran öz kızının
durumunu anlatacağını nereden bilecekti?
Godwin kızının Shelley’yle görüşmesini yasakladı ama hiçbir güç onları ayırmayacaktı. Shelley 28 Temmuz
1814’te elinde afyon tentürü şişesi ve tabancayla genç kızın kapısına dayandı. İyi zamanlarında “vahşi ve
doğaüstü; yerin altından o an çıkmış bir iblis gibi” görünürdü -o akşam ise şeytanın ta kendisi gibi görünmüş
olmalıydı. Gök gürültülü fırtınanın ortasında Shelley birlikte olamayacaklarsa kendi canını alacağı tehdidini
savurdu. Yumuşayan Mary intihara meyilli aşığıyla kaçtı. Mary’nin üvey kız kardeşi Claire Clairmont da
yanlarındaydı.
Üçü gemiye atlayıp İngiltere’den Kıta Avrupası’na geçti. Shelley derelerde çırılçıplak yüzerken üvey kız
kardeşler hayranlıkla onu izliyordu. Hayat ne güzeldi. Claire başta kalabalık ediyor gibi görünüyordu ama
onu yanlarına aldıkları iyi olmuştu; Fransa’yı yaya olarak geçiyorlardı ve aralarında sadece Mary’nin üvey
kız kardeşi Fransızca biliyordu. Sonunda üçlünün yolculuğu İsvriçre’de parasızlıktan dolayı son bulmuştu.
Ve bir de İngiltere’yi özlemişlerdi. Bu yüzden, altı haftanın sonunda, evlerine geri döndüler. Shelley hemen
Mary’yle ikinci ailesini kurmaya girişti - Shelley eski eşiyle barışmak için hiçbir girişimde bulunmadı. “Öle-
ne dek aynı kadını seveceğine dair söz vermek, söz konusu öğretiye inanacağına dair söz vermekten daha
az anlamsız değil” diye yazdı bir keresinde. Ayrıldığı eşi çocuklarını yetiştirmeyi sürdürdü ama İngiliz yargı
sistemine boşanmak için başvuruda bulunmadı.
Mayıs 1816’da Shelley, Mary ve çocukları İngiltere’den kaçıp kendi isteğiyle sürgün hayatı yaşayan Lord
Byron’la buluşmak üzere İsviçre’ye gitti. Shelley’ler Byron’ın Leman Gölü kıyısındaki evinin bitişinde bir
yer tuttu. Claire bir kez daha peşlerine takıldı. Gelişi Byron için nahoş bir haberdi, çünkü birkaç ay önceki te-
sadüfi karşılaşmalarında Claire hamile kalmıştı. Byron, Claire’i bir daha görmeyi beklemiyor ve istemiyordu.
Leman Gölü kıyısındaki yeniden buluşmaları çoğu zaman olaysız geçti ancak esas bomba o yılın sonunda
Claire doğum yapınca patladı. Claire’in itirazlarına rağmen Byron kızlarını koruyucu aileye bıraktı ve kız beş
yıl sonra ateşli bir hastalıktan dolayı öldü. Claire, Byron’ı hiç affetmedi. Daha sonrasında ise Byron’ın ona
on dakikalık bir zevk karşılığında ömür boyu süren bir acı verdiğini söyledi. Haksız değildi.
Göl kenarındaki huzurlu hayatları -göründüğü üzere- çok geçmeden gerçekler tarafından bozuldu. Byron
İsviçre’de rahat edemiyordu: hala halkın göz hapsi altındaydı -kelimenin tam anlamıyla, çünkü meraklı göz-
ler skandal şairi görmek için dürbünle bakıyor, onun her hareketini takip ediyordu. Arkadaşlarıyla vedalaşan
Byron çantasını toplayıp İtalya’ya hareket etti. Daha sonra Mary 22 yaşındaki üvey kız kardeşi Fanny Go-
dwin’in bir otel odasına yerleşip afyon tentürü aşırı dozundan öldüğünü öğrenecekti. 1816’nın Aralık ayında
bir kötü haber daha aldılar: Shelley’nin ayrı yaşadığı eşi Harriet başka birinden hamile kalmış ve bu ilişkinin
de kötü gitmesi üzerine kendini Londra Hyde Park’taki Serpentine göletinin dondurucu sularına atıp intihar
etmişti. Bunun üzerine Shelley, çocuklarının vekaletini istiyor ve (Marry ile) evli bir çift olarak düzenli ev
hayatlarının olmasının mahkemeyi ikna etmesini umuyordu. Fakat mahkeme Shelley’nin ateist olduğunu
açıkca beyan etmesinden dolayı çocukların velayetini koruyucu aileye verdi.
1818’de Shelley’ler İtalya’ya taşındı. Shelley orada başdestekçileri Leigh Hunt ve Byron’la birlikte The
Liberal adında radikal bir gazete çıkarmayı planlıyordu. Ancak 1820’de Shelley’nin sağlık problemleri baş
gösterince planlar suya düştü. Baştan beri hastalık hastalığı ve halüsinasyon eğilimleri vardı ama bu kez
psikolojisinde ani bir bozulma görülüyordu. Shelley bir akşam evlerinin terasında “doppelganger” yani kendi
eş ruhunu taşıyan hayaleti gördüğüne inanıyordu. Hayalet ikizi ona “Olanla yetinmeye daha ne kadar devam
edeceksin?” diye sormuştu.

Free download pdf