Yeni Vizyon Fanzin 8. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

“Ah evet, bu çok güzel bir konu aslında. Öldüğüm gün arkadaşlarımın bir araya gelip müzik yap-


masını, içmesini, eğlenmesini ve dans etmesini isterdim.”


Sessizlik, sessizlik ve sessizlik.


Zaman bulutları aşıyor, dağları ve ovaları ve otlayan inekleri aşıyor, görkemli bir şelaleden aşağı


süzülüyor ışıldayarak, önce bir havuz oluşturuyor, sonra da bir nehir ve balıkları aşıyor, yosunlu


taşları ve yengeçleri aşıyor ve sabah saatlerinde çöken amansız bir sis gibi yok oluveriyor öğleye


doğru – tükeniyordun ve tükeniyordum ve ne önemi vardı bunca şeyin, geçip giden trenin arka-


sından bakmak derin ve eski karanlığa, niçin o denli mistikti ve yürüyüp ilerlemek istedikçe insan,


niçin geride kalıyordu hep bir adım?


Bir Çarşamba sabahıydı, sarhoştuk ve yatakta oturuyorduk ve cevapları olmayan sorular soruyor-


duk birbirimize.


“Bir söz verelim” dedi, “Yeteri kadar şey gördüğümüzü düşündüğümüzde, birlikte intihar edelim.”


“Birlikte mi intihar edelim?” diye sordum, belki de yanlış tonlamaydı fakat şaşkın değildim.


Sigarayı parmaklarıyla çeviriyordu, tıpkı derste sıkılan bir öğrencinin kalem çevirmesi gibi, par-


maklarının üstünde yanık izleri vardı, parmaklarının altında nasırlar.


“Korkmuyorum!” dedi.


Güneşliğin ve pencerenin bittiği yerde duvar başlıyordu ve ikisinin arasından küçük bir ışık huz-


mesi sızıyordu odanın içine, sokak lambasına ait olduğunu biliyordum o ışığın ve beş on dakikada


bir kendi kendine kapanıp tekrar yandığını. Daldım gittim öylece, halbuki pencere aynı pencere,


güneşlik aynı güneşlik ve duvar – her zamanki kadar soğuk ve terli.


“Ya sen?” diye sordu.


“Bilmiyorum!” dedim, hazırcevaptım, ne söylemem gerektiği hakkında düşünmek istemiyordum.


Sigarasını söndürdü, işaret ve baş parmağıyla boğazını ovuşturmaya başladı.


“Korkuyorsun” dedi, “Bence asıl sen korkuyorsun.”


“Korkuyorum” dedim, “Korkuyorum ölmekten, yaşamaktan korktuğum kadar.”


“Ve yaşamaktan korktuğum kadar!” diye tekrarladı...


Zaman tükendi ve durdu ve durması yıllar sürdü, tekrar kış oldu ve insanlar yazı tekrar özledi ve


sonunda kendini boğdu bir gece yarısı, ne hissetmem gerektiğini asla bilemedim ve Anne Sexton’ın


Sylvia Plath için söylediği o söz çıktı karşıma; “O ölüm benimdi!”


“Doğmuş olması gereken birisi öldü.” -Anne Sexton

Free download pdf