Yeni Vizyon Fanzin 8. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1
İnanıyorum
Siyah takım elbisesi, tıraşlı yüzü ve kısaca
kesilmiş saçlarıyla esmer bir adam geçti otobüs
durağından evine giden, yan taraflarına araba-
lar park edilmiş, arabaların yanında da birbiri
ardına dizilmiş apartmanlar bulunan kimsesiz
sokakta. Arabaların arasında uzanırken evine
doğru, serin bir rüzgar değdi bedenine. Rüz-
garı hissetti Akif, sakin ama serin rüzgarı. İlk
önce kemerli burnuna değdi rüzgar sonra tüm
bedenine yayıldı, saçlarının arasından geçip
ilerlemeye devam etti yoluna. Rüzgar saçları-
nın arasından geçip bir kere terk ettikten sonra
bir daha esmedi. Düşündü Akif “Rüzgar neden
geçip gitti böyle umursamadan? Ne kadar se-
rindi oysa ki bana huzur verdi, yorgunluğuma
savaş açıp onu geri püskürttü ancak sonra yok
oldu. Yorgunluğum rüzgara karşı galip geldi ve
tüm bedenimi yeniden esir aldı.” Tarih kitapla-
rında yazsınlar Akif ’in üzerinde yaşanılan bu
savaşı, birinci rüzgar savaşı desinler bu savaşa
ve yazsınlar:

Taraflar: Rüzgar ve Yorgunluk
Yer: Akif 'in bedeni
Sebep: Yorgunluğun Akif 'in bedenini sömür-
me amacı ve rüzgarın Akif 'i kendi yurdunu
savunurmuş gibi savunması
Sonuç: Savaşın başlarında rüzgar ezici bir güçle
yorgunluğu savurur ancak yorgunluk, en yakın
müttefiki boğucu düşünceleri yanına alarak
rüzgarı yener.


Bol arabalı ve kimsesiz yol bitmiş, Akif evinin
önüne gelmişti. Çürük bir görüntüsü olan,
tahtadan yapılmış çirkin bir kapı ve pencere-
leri olan bahçesiz, ruhsuz bir evdi bu. Anahta-
rını cebinden çıkartıp kapıyı açtı ve eve girdi.
Ev karanlık kokuyordu, ev insan ruhunu ezip
tüketen ne varsa onlardan bir miktar almış
kendisine oldukça kuvvetli bir koku yaratmış-
tı. Akif eve girdi ve kapının hemen solundaki
düğmeyi aradı, ışıkları açıp biraz olsun karan-
lığın kokusundan kurtulmak istedi. Düğmeyi
buldu ancak karanlıktan kurtulamadı, ışıklar
açılmamıştı. Yine elektrikler kesilmiş olmalı
diye düşündü Akif, yukarıya doğru açılan
tahta pencereyi açıp kafasını dışarı çıkardı.
Tüm mahalle karanlığa bürünmüştü. Elekt-
rik yoktu. Oldukça eski ancak onun tabiriyle
"İşini gören" tuşlu telefonuna davrandı ve
telefonun fenerini açtı. Gözlerini içeriye değ-
dirdiğinde ise şok oldu, gözlerini şaşkınlığını
ifade edercesine açıp olduğu yerde kalakaldı.

Evin her yerinde kendisi vardı, hepsi sinsi
bakışlı gözlerini Akif 'e dikmiş sinsice gülüm-
süyorlardı. Akif panikle telefonu yere düşürdü
ve zorla bulduğu kapıdan dışarı attı kendini.
Gördükleri gerçek miydi? Yoksa artık ger-
çekten delirmiş miydi? Camdan içeriye baktı
Akif, telefon az önce Akif 'in bulunduğu yerde
fenerden çıkan ışığını ileriye uzatmış duru-
yordu. Fenerin ışığı da tüm Akifleri oldukça
belirgin bir halde gösteriyordu. Birçok Akif 'in
oynadığı bir film oynatılıyordu sanki evde ve
fener filmi perdeye yansıtıyordu. Akif göz-
lerini kapattı, hızlı soluk alıp veriyor bedeni
titremeleriyle soluğunu da titretiyordu. Akif
tekrardan eve girme kararı verdi ve titreyen
ellerini aralık kalmış kapıya uzattı, açtı ve
içeri girdi ama kapıyı arkasından kapatmadı.
Korkuyordu, kapıyı açık bırakarak kendisini
güvende hissetmek istiyordu. Telefonu yerden
aldı ve feneri etrafta gezdirdi. Tüm Akifler
aynı bakış ve gülümsemeyle ona doğru iler-
lemeye başladılar. Yürüyüş yapan bir orduya
benziyorlardı, nizami adımlarla iyiden iyi-
ye yaklaştılar Akif 'e. Akif daha fazla panik
yaptı ve arkasına bakmadan yavaş adımlarla
geri geri ilerlemeye başladı. Sonunda, içeriye
doğru açılan kapısının açık bıraktığı aralığı-
nı da geri adım atarken arkasını görmemesi
yüzünden sırtıyla kapattı. Akiflerden birisi
söze girdi:

Ben Sana


Gökhan


Erdoğan

Free download pdf