Yeni Vizyon Fanzin 8. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

Neyse ki Marki şanslıydı ve hayat çok geçmeden nor-
male döndü. Eşi düşük yaptı ama sonunda 1767-
yılları arasında ona iki oğul ve bir kız çocuğu verdi.
Sade karanlık tarafını tatmin etmek için fahişelere git-
meye devam etse de bir kısmını belirtilmemiş istimar-
lara maruz bıraktığı eşine yansıttığına hiç şüphe yok.
Fakat eşi Renee-Pelagie, kocasının çirkin davranışları-
nı artık öğrenmiş da ona hiçbir şey söylemedi.
1767’de hayata veda eden Kont oğlunun aile adını le-
keleyişini daha fazla izlememiş oldu. Tam zamanında
ölmüştü, çünkü Marquis de Sade 1768 yılında yaşanan
olayda bir fahişeye “kötü davranmak” iddiasıyla bir
kez daha tutuklanacaktı. Sade bu defa Paris’ten sürül-
dü; kayınvalidesinin perde arkasından verdiği destek
olmasa idam edilmesi kaçınılmazdı. O dönemin meş-
hur bir kitabevi sahibi şöyle yazmıştı; Yüzyılımızda en
iğrenç suçların bile cezasız kalabildiğine dair bir örnek
daha. Yeter ki bu suçları işleyen kişiler yeterince asil,
zengin veya iyi bağlantılara sahip olacak kadar şanslı
olsun.”
Hayatının geri kalan kısmında hayat kadınlarıyla
düşüp kalkmaya ve onlara “kötü davranmaya” devam
etti. Tabii buna kaçırmalar, zehirlemeler gibi türlü çir-
kinlikler de dahildi. Tutuklandı, affedildi, tutuklandı,
sürgün edildi ve bu tekrarlamalar müebbet hapis alın-
caya kadar sürdü. Artık hapiste olduğunu ve orada
uzun yıllar geçireceğini kabullenen Sade eline kalemi
aldı ve yazmaya başladı. Fantezilerini gerçekleştiremi-
yorsa, yazacaktı onları!
Hapishane doktoru zayıflamış gözlerini daha fazla
yormaması için okumaktan ve yazmaktan kaçınmasını
tavsiye etti. Bunun yerine örgü örmeyi denemeliydi.


Fakat yazdığı cilt cilt romana, kısa hikayeye ve oyuna
bakarak içeride örgü için pek vaktinin kalmadığını
söyleyebiliriz.
Marki hapishanede birçok roman yazdı: Justine ou
Les Malheurs de la vertu / Justine - Erdemin Felaketle-
ri; Les 120 journees de Sodome / Sodom’un 120 Günü;
ve La Philosophie dans le budoir / Yatak Odasında
Felsefe. Bu tarihten önce kurgu yazdıysa da bundan
hiç kimseye bahsetmedi. O tarihlerde yazarlık, De
Sade gibi bir asilzade için aşağı tabakadan bir meslek
olarak görülüyordu - Marki’nin diğer tutkularını dü-
şündüğümüzde bu çok ironik. Ancak ve ancak asa-
letiyle özgürlüğü elinden alındığında yazmaya karar
vermişti Sade. “Hapse bir adam olarak girdi; yazar
olarak çıktı” diye yazacaktı Fransız filozof Simone de
Beauvoir.
“Düşüncelerimin taze domuz eti” diye nitelendirdiği
eşi Renee-Pelagie (hakaret etmek gibi bir niyeti yoktu
çünkü domuz eti en sevdiği yiyeceklerden biriydi)
çocuklarını yalnız yetiştirirken kocasını desteklemete
devam etti. Kocası ona şu sözleri sarf ettiğinde ona
inanmıştı: “Zorba, kızgın, öfkeli, her konuda aşırı,
ahlaki tasavvuru dünyada kimsenin olmadığı kadar
rahatsız - işte özetledim kendimi sana; bir şey daha:
ya beni öldür ya da olduğum gibi kabul et, çünkü ben
değişmeyeceğim.”
Fransa’da değişen siyasi ortam sonucu kilit altında
tutulan mahkumlar Kral’ın emriyle serbest bırakıldı.
Marki hapiste geçirdiği 12 yılın ardından 1790 yılında
serbest bırakıldı.
Özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz Paris’te kendi oyun-
larını sergiledi. Maalesef potansiyel sansürcüler için

Marquis

Free download pdf