Yeni Vizyon Fanzin 8. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

Sevgili okur, Yeni Vizyon Fanzin varolduğundan bu yana özenle ve ısrarla vurguladığım ve vazgeçmeden
tekrarladığım bir felsefenin en güzel örneğidir Marquis de Sade. O da şudur ki; tüm bu yazarlar sahip olduk-


ları bu kötü alışkanlıklar / şöhretler sayesinde değil, bunlara rağmen başarabilmişlerdir. Öncelikle belirtmek
isterim ki Sade’ı yazar kuşağında başrol yapmamın nedeni karakterini ve eylemlerini doğru bulmam, örnek


almam ya da övmem değil, aksine bu deha ve hastalıklı yazar üzerinden genç yazar adaylarına aklımın erdi-


ğince öğüt vermek istememdir. Öyle ki Sade, edebi çerçeveler içerisinde, kelimeleri akıllıca ve cesurca kulla-
nabilmiş büyük bir yazardır. Yarattığı sansasyoneller dönemin şartlarınca gayet olağan olsa da eserleri -bana


kalırsa- sanıldığı kadar abartılı değildir. “Erdemle Kırbaçlanan Kadın” kitabında söz ettiği iki kız kardeş ve
takip ettikleri yol üzerinden toplumun çirkin yüzünü ve o dönem içerisinde -tıpkı şimdilerde de olduğu gibi-


kadın olmanın talihsizliğini vurgulamıştır. Toplumun ve toplumsal ahlaki tabuların iyiyi takip edenleri ezip


geçtiğini fakat hayatta kalmak, zengin olmak ya da mutlu olmak başlıkları altında uçarı davranışları takip
edenlerin bir şekilde kazandığını trajikomik şekillerde dile getirmiştir. Söz gelimi aynı eser içinde bahsedilen


kilisenin ve papazların dudak uçuklatan sapkınlıkları da gerçeklikten pek uzak değildir. Dini eğitim almak
amacıyla yatılı okullara / kiliselere gönderilen kız çocuklarının rahipler tarafından işkenceye ve tecavüze


uğramasından söz etmiş ve Fransa’nın gerçekliğini yansıttığını savunarak kendini liberal ilan etmiş bir yazar-


dır Sade. Ona göre ahlak toplumsal bir boyutta tehlikelidir, çünkü toplumun kendisine mal edilmiş ve sem-
bolleştirilmiş ahlak kavramı kötüyü desteklese, yoldan çıksa ve zulme yol açsa dahi kimse bunda bir tuhaflık


bulmayacaktır. Ahlakın kişinin içinde olduğunu ve insandan insana değişebileceğini savunmuştur.
Bana gelecek olursak, Sade’ı on dörtlü yaşlarımda “engeller sanatçıyı güçlendirir” öğütü üzerine tanıdım ve


bu öğüdünün ardından eserlerini, peşi sıra da biyografilerini okudum. İşlediği konuları ve savunduğu gö-


rüşleri dikkatlice inceledim. Ve pek tabii “bana göre olanlar” ve “bana göre olmayanlar” gibi birçok parçaya
böldüm onu. Sanatçı kimsenin yüzleşmek zorunda olduğu engeller karşısında metin olmasını söylemesi


elbette hoştu, ahlak üzerine felsefeleri ve düşündürücülüğü de öyle. Fakat ensest, işkence ve kadınlara karşı
olan davranışsal tutumu da bir o kadar kabul edilemezdi.


Genç yazar dostlarım bilmelidirler ki edebi taraftarlık boş çabadır. Size göre olan, size yakın olan düşünce-


yi geliştirir, size göre olmayın düşünceyi kendinize yoldaş bilmezsiniz. Bu nedenledir ki sizlere edebiyatın
gerçek karanlık kısmını ve şahıslarını göstermek için çaba sarf ediyorum, çünkü sizden bu karanlığa ya da


şahıslara sahip çıkmanızı, onlara dönüşmenizi, geleneklerini devam ettirmenizi değil, onların bu talihsizlik-
lerinden, hastalıklı ruhlarından ve kötü yaşam şartlarından ders çıkararak zor olanı başarmanızı, yani tarihe


ismini bırakan büyük bir yazar olmanızı istiyorum. Onlar tüm bunlara rağmen başarabildiler, kendinden


öncekiler ve sonrakiler gibi... Siz neden yapamayasınız?


Kaan Sinan
Free download pdf