YENİ BASKI

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

Gitme Nazikçe O Güzel Geceye


..


Dylan Thomas bar taburesine tünemiş yazar imgesiy-
le popüler hafızaya kazınmıştır -veya daha doğru bir
ifadeyle, bar taburesinden düşen adam olarak. “Vil-
lage’taki White Horse barına ilk götürülüşümü asla
unutmayacağım. Birkaç müdavim beni büyük Dy-
lan Thomas’ın 39 yaşında son içkisini yudumlarken
düşüp öldüğü kutsal masaya götürdü” diye anlatıyor
gazeteci Dan Wakefield.
Thomas, New York’ta zavallıca bir son yaşamadan
40 yıl önce Galler’in Güneyinde, evde şiir okuyan
bir ailenin oğlu olarak doğdu. Dört yaşına geldiğin-
de ezbere Shakespeare okuyabiliyordu. Yıllar sonra
o günleri hatırlarken “Öğrendiğim ilk şiirler ninni
mısralarıydı. Kendim okumaya başlamadan önce ke-
limelerini sevmeye başlamıştım, sadece kelimelerini.
O kelimelerin anlamının, taşıdığı sembollerin önemi
ikinci plandaydı” diyordu. Thomas 16 yaşındayken
okulu bıraktı ve South Wales Daily Post’ta eleştirmen
olarak çalışmaya başladı.
Thomas 1933’te “Sanat Dünyasında Dahilik ve
Deliliğin Benzerliği” adında bir deneme yazdı. Yazı-
sında dehaların “delilik ve ucubelik arasında kesin bir
ayrım yapmanın zor olduğu” bir yol dan yürüdüğünü
söylüyordu. “Deliliğin sınırını gözlemlemek, kendi
ortak aklının nispeten güvenli sınırları içinde yaşa-
yan halkın çoğunluğu için ise daha da zor.”
Sözün özü, deliyi ancak bir delinin tanıyabileceğini
söylüyordu.

Arthur Rimbaud gibi Dylan Thomas da eserlerini
ergenlik yıllarında vermeye başladı. Yazıları New
English Weekly ve The Listener’da yayınlandı. 20
yaşındayken ilk şiir kitabı 18 Poem / 18 Şiir basıldı.
Galler’den, aradığı edebiyat şöhretine ulaşmanın
daha kolay olduğunu düşündüğü Londra’ya taşındı.
Thomas 1939 baharında müstakbel karısı Caitlin
Macnamara’yla bir Londra barında tanıştı.
Tanışmalarından birkaç saat sonra Thomas’ın başı
Caitlin’in kucağındaydı. Caitlin sarhoş Thomas’ın ona
olan aşkını ilan edişini dinliyordu. Sonraki beş günü
barlarda pek bir şey yemeden, sadece içerek geçirdi-
ler. Sonra yolları ayrıldıysa da o yılın sonunda tekrar
buluşup birlikte yaşamaya başladılar. 11 Temmuz’da
1937’de evlenip Galler’e yerleştiler.
Thomas’ı tanıyan bir eleştirmen olan Cyril Connolly’e
göre “Thomas içebileceği kadar çok içmeye kararlıy-
dı. Bir şairin erken ölmesi ve kendi sonunu getirecek
tehlikelere atılması gerektiği fikrini sağlantı halinde
getirmişti.” Bu o dönemde Connolly’yi şaşkınlığa
uğratmıştı çünkü Thomas’ın pervasız tutumuna
rağmen, bu türden bir aşırı içme huyuna üniversi-
te çağındaki gençler arasında da çok rastlanıyordu.
Dahası, arada sırada kendini kaptırdığı içki alemleri
dışında Thomas günlük programına düzenli olarak
uyuyordu. Sabahları uyuyor, parası olduğunda öğle
yemeği yiyor, öğleden sonraları yazıyor, akşamları ise
içiyordu.
Free download pdf