YENİ BASKI

(Yeni Vizyon Fanzin) #1
Yürümeye başladığım günden bu yana ilk kez bir akşamüzeri, sigaradan dişleri
sararmış, kemik torbasını andıran zayıf bir çingene kızına denk geliyorum, büyük
bir gülümsemeyle anlatıyor eve geç kaldığında annesinden yediği dayakları ve
çekip gitmeden önce birkaç yöresel ezgi öğretiyor bana, dinleyenlerin kaburga ke-
miklerini çatlatan kirli ama büyülü bir ses ile Macarca şarkılar söylüyor. Ve uzun
zamandır evli bir adama aşık olduğunu itiraf ediyor hüzünle, benden bile küçük
olması dışında bir sorun yoktu sanırım, birkaç tütün sigarası ikram ediyorum
ona, sigaraları avcunun içinde toplayıp selamlıyor beni, ağır ağır yürüyor etekleri-
ni savurarak ve gözden kayboluyor sonunda.
Yağmurun altında yürümeye devam ediyorum tekrar, kalbimi kıran ve daha
sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatına devam edip gidenleri unutuyorum
yürüdükçe ve daha çok yaklaştığıma inanıyorum kayboldukça. Biliyorum ki
önce kavramlardan başlamalıyım yok etmeye, iyi olduğuna inandığım kadınlar
tarafından aldatılıyorum hep ve uzak durmak istediğim tiplerden biri olduğumu
unutuyorum birkaç duygu tesirinde. Biliyorum ki evren umursamıyor bizi, Mer-
kür’ün ya da Venüs’ün sikinde değiliz, büyüleyici bir çekim ile dönüp duran bir
taş parçasından medet ummuyorum elbette, yalnızca yıldızları seyri seviyorum,
sabır gerektiren bir çabayla...

Her şey kumsalda başlıyor ve her şey yeniden başlamadan önce tekrar kumsalda bitiyor. Yıldızları seyre-
diyorum yüksek bir tepeden, rüzgar esiyor bir yandan, bir yandan yağmur yağdığını görüyorum bir başka
tepede, şimşek çakıyor ara sıra, biramın içine atlayıveriyor karınca, karnım sıcak hava balonları gibi asit
ve gazla şişiyor. Sabah yedide uyandığımı biliyorum bugün, hiçbir yere giden yoldayım, istediği ve inan-
dığı şeylerin peşinde koşarken yaşamı son bulan bir insan olarak ayrılıyorum aranızdan, hiçbir şey bun-
dan daha gerçek hissettiremezdi.
Bir kadın diliyorum bazen, hayatımdan geçip giden kadınların bir toplamı gibi, hepsinden bir özellik
barındıran ama asla tek bir tanesine benzemeyen. Ne olduğumu unutuyorum bu yol üzerinde ve ne ol-
duğumu bulmanın bir parçası olduğuna inanıyorum, elinde fazla bir şeyi kalmamış bir adamın çabasını
andırıyor soru sormak, yanağından fışkırıp aynaya bulaşan kanlı bir irin gibi görünüyor geçmişi yaşamak
fikri, bir peçete koparıp kazımaya çalışıyorsun aynadan fakat olduğundan daha çok bulaştırıyorsun.

İnancım karanlık ve peygamberim soğuktur
Uzun bir süredir yürüyordum, hiçbir yere giden yoldayım
Ve şiirleri terk etmek hiç bu kadar kolay olmamıştı
Pantolonlarının üzerinde kurumuş döl lekeleriyle ibneler takılırdı köşede
Yeniden siklerini okşayabilmek için bir an önce yaylanmanı beklerlerdi
Tüm şehir sessizliğe çekildiğinde eski sevgililerimle sikişirdim rüyamda
Eroini özlerdim, kokaini, kolonyavari el yapımı votkaları ve ölen arkadaşları


İki ayağının üzerinde durabilen her canlının makineli tüfek gibi boşaldığı şehvetli bir gecede
Bir kağıt ve kalem ile kendimi dışarı atıp yağmur hakkında yazmak istedim
Kağıt ıslandı, şiir boku yedi ve moruk, zaten kimse bir bok anlamamıştı


Hiçbir Yere Giden Yol
Free download pdf