YENİ BASKI

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

Gelecek Neslin Sanatçılarına Ebedi SeslenisGelecek Neslin Sanatçılarına Ebedi Seslenis,


Giriş

Merhabalar, dokuzuncu sayıda ve hiçbir yere giden
yoldasınız, Kaan Sinan yazıyor, Yeni Vizyon’un ve
Ucube Şiiri’nin yaratıcısıyım ve bir aktarıcıyım. Siz-
lerden daha zeki ya da daha aptal, daha üstün veya
daha sıradan değilim; kahverengi gözlü ve şişman
bir tipim, hayatımın çoğunu ailemin ve içinde yer
aldığım toplumun saçma dayatmalarına direnerek
çürüttüm, rahat para kazanabileceğim ideolojisiyle
içi bilgiden noksan üniversite yapılarında gezindim,
fabrikalarda çalıştım, şiirler okudum, aşık oldum,
felsefeyle tanıştım ve doğanın içinde sakin bir ya-
şantıyı düşledim – tıpkı sizler gibi.
Her şey nereye ait olduğunu sorgulayarak başlıyor,
bunu sizlerin de bildiğine eminim. Yıldızların öte-
sini ve çok daha fazlasını düşlerken bir gün nerede
olduğunuzu sormak fikri geliyor akla, ve belki de
hiçbir hissi tekrarlayamadığınız an gerçekleşiyor.
Umuyorum ki ait olduğunuza inandığınız yer ya da
şey için sizler de tutkuyla sorgulayacak ve sizler de
bilginin aktarıcısı olacaksınız.


Neden Yazıyorum?

Şöyle söylemişti filozof Alan Watts; “Gezegenler,
galaksiler ve evren yok olduğunda geriye hiçbir şey
kalmayacak, ne Shakespeare ne de başka bir şey...”
Varlık ve varoluş üzerine düşünmeyi sevdiğim
fakat yazabilmesini pek beceremediğim bir gerçek-
tir fakat yine sorup duruyorum kendime “öyleyse
neden yazıyorum?” diye... Henüz on beş yaşımday-
ken yeterli olduğunu düşünüyor ve yarın uyanacak
olmakta bir numara görmüyordum. Aşık olmak,
yamaç paraşütü yapmak ya da ülkeleri gezmek fikri
ilgimi çekmiyordu, anlaşılmadığımı hissediyordum
ve bunun nedeni daha zeki ya da daha aptal olmam
değildi, yalnızca sistemin içerisinde kendime dair
bir yer edinemiyor, bir yapboz parçası gibi uydurul-
mak zorunda bırakıldığım boşlukta zamanın içine
ait hissetmiyordum. Ve süregelen tüm zamanlar
boyunca biriken bu yalnızlık hissi ve beyhude anla-
şılma arzusu yerini kararlı bir intihar fikrine bıraktı.


Ta ki bir kitabın içerisinde De Quincey’e, Burrou-
ghs’a, Poe’ya, Anne Sexton’a ve onlarca yazara denk
gelene kadar. O kitaptır ki bana, benim gibi olanları
göstermiş ve yaşanılan şeylerin benzerliğiyle tüm bu
yazarlar için adeta bir fanatiğe dönüşmeme vesile
olmuştur. Evet, uyuşturucu kullanmışlardı, bazıları
eşcinseldi, bazıları kronik depresyonluydu, bazıları
yalnızlığı arıyordu, bazıları nefes alır verirmişçesine
sadece yazmak istiyordu ve yüzyıllar önce dahi olsa
sistemin içerisinde kendilerine ait bir yer edinemi-
yorlardı. “Genç yazarlara tavsiyem” diye söze giriyor-
du Baudelaire, “Bu tutkunun peşinde koşarken acıyı
ve açlığı göze almalarıdır.”
Tüm bu insanlarla tanışmak birkaç gecede, yaşanmış
ve kulağıma çalınmamış birkaç yüzyılı keşfetmek,
bir sonraki sabaha uyanmak için bir neden vermişti
bana, çünkü biliyordum ki benimle aynı hislere ve
hezeyana kapılmış büyük sanatçılar vardı, ve ne olur-
sa olsun bir şekilde başarabilmişlerdi. Öyle ki isimleri
dünyanın ve zamanın öbür ucundan küçük odasında
kendini asmayı planlayan sarhoş bir çocuğun masası-
na kadar uzanmıştı. Yani, siz geleceğin mimarları, bu
anı, uçurumun kenarından döndüğüm özel bir anıydı
artık. Dedim ki kendi kendime, “Yarın uyanacak ve
daha çok yazmaya başlayacağım, en iyilerinden biri
olacağım ve boku yemek üzere olan bu Türk edebiya-
tını kurtaracağım, çünkü biliyorum ki elli ya da beş
yüz yıl sonra küçük odasında kendini asmayı düşüne-
cek bir Kaan, ve ona burada olduğumuzu söylemem
gerekiyor, onu anladığımızı ve benzer şeyler yaşaya-
rak başarabildiğimizi anlatmam gerekiyor.”
İşte bu yüzden kendimi tanıtırken “aktarıcı” oldu-
ğumu belirtmek istedim; yazıyorum çünkü çizgilerin
içini boyamak istemiyorsunuz diye sizleri dışlayan,
öteki gören ve farklılığınızı karamsarlığa boğan tüm
şeylere rağmen, “SİZİN GİBİ OLAN BİRİLER VAR!”
diyebilmek, bunu duyurabilmek istiyorum.

Yeni Vizyon Fanzin

Free download pdf