YENİ BASKI

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

Mahalledeki erkeklerin, onlara göre gayet anlamlı
bana göre ahkam içeren pis bakışlarından artık yo-
rulur oldum. Yalnız yaşayan kadınları eğer sevgilileri
değilse yok etmeyi nasıl da seviyorlar. Herkesin bir
kulpu var bu mahallede, benimki kulpu kırık olsa ge-
rek, tıpkı kafam gibi. Sarı, ateşli, motor.. iğrenç şeyler.
Rüyamdaki kadın programında gördüm, oradaki
duyarlı sunucu ekrana bakarak "Merakıma verin siz
erkeklerin hiç mi derdi yok da kafayı önünüzdeki-
lerle bozuyorsunuz. Sizin anneniz yok mu? Göbe-
ğinizde biriken yağ, gözünüzde yaşa dönüşmüyor
belli ki hiç. Göğsünüzde uzayan o çirkin kılları, leş
gibi kokan vücutlarınızı, çapaklı gözlerinizi dilinize
dolayacağınıza size yüz vermeyen kadınların götüne
takıyorsunuz kafayı” demişti.


Çok içlenmiş olmalıyım ki ağlayarak uyandım.


Küçükken de bir pipim olsa diye ağlardım. Babam
komşunun oğlan çocuklarını sever bana da domuz
gibi bakardı. Kadın dediğin para gibi elinin kiri
derdi, hepimizi böyle böyle harcadı. Bir keresinde,
Hüseyin amcaların kapıya yem kamyonu gelmişti.
Babama olan hırsımdan, aşağı inip yem torbalarını
kamyondan indirmeye koyuldum. Maşallah çekiyor-
du abiler. Bir de ne göreyim hoşlandığım çocuk beni
izliyor. Sonra bana ayıboğan adını verdi, ertesi günler
bu ramboyla yer değiştirdi. Artık okulda adım, ayı-
boğan bir ramboydu.


Bir daha ağlamadım pipim olsun diye.Çünkü sınıf-
taki tüm erkekler benimle dalga geçiyor ve gram
üzülmüyorlardı. İlerleyen zamanlarda yeni bir ismim
daha olmuştu. O zamanlar yeni ismimin ne anlama
geldiğini bilmiyordum.


Her sabah pişirdiğim düğü çorbasını içen annem,
odasından mutfağa doğru cenabet diye, ‘t' harfini
mahsustan bastırarak seslenirdi. Acıktım, susadım,
işedim. Kız cenabet, öldün mü? Bir susmazdı. Öldü
gitti sesi hala kulaklarımda. Mezarında ters dönmüş
müdür, sanmam. Ödü kopardı cehennemde yanmak-
tan, yabancı bir erkekle konuşmak zorunda kalsa,
bütün gün tövbe ederdi.


Kız kısmının asıl görevi, el işi yapmak, ekmek pişir-
mektir derdi. Hayriye'nin kızı Hanife daha dokuzun-
da soba kovası dolduruyor, tandırda ekmek pişiriyor.
Senin bu işlerde gözün yok, bu gidişle senden kadın


madın olmaz diye hayıflanırdı. Her sabah kahvaltıda
arkamdan beni izler, bokboğaz az ye, zeytinleri erik
gibi aşırma ikiye böl katacak et, günah derdi. Her
şeyi hiç düşünmeden dişsiz mağara gibi korkunç ağ-
zıyla söylerdi. Sonraları, yanaklarım komşu kızların-
ki gibi al al olmadığı için, boz bir tilkiye çıktı adım.

Aldırmadım, elma yanaklı olmak isteyen kimdi

Ölmeden önce bütün dedikleri haklı çıktı, evde kala-
caksın demişti. Kaldım, kaldım ama kız kurusu gibi
değil. Kendi isteğimle kaldım. Kimselere de anlatma-
dım ya halimi. Geçenlerde, her cuma çay bahçesinde
sohbet ettiğim , edebiyat öğretmeni olan arkadaşım
Sabri, bak Ayşe “İç dünyanı oluşturan cesetleşmiş
kelimeler, unutulmaya yüz tutmuş anıları tozu du-
mana katıyor. Kalabalık iç savaşlarını, sadece senin
bildiğin haritaları, siyaha boyanmış turnusol kağıtla-
rını deneyimsel bir itilmişlikle gizliyorsun herkesten,
bu karanlıkta kalmaktır. İçindeki ışıkları artık yak.. “
demişti.

Halbuki o ışık içimde çoktan yanmıştı..

Kırkıncı yaşımla beraber gelen içsel bir aydınlanma-
nın, tepemde sürekli yanan bir florasan lamba gibi
belireceğini bilmeden yanmıştı. Hazırlıksız yağan
yağmurun altında, şemsiyesiz durmak gibiydi bu
ama benim o şemsiyeyi açmaya hiç niyetim yoktu.

O günün akşamında eve dönerken esans, kızarmış
tavuk ve leblebi kokan kalabalığa bıraktım kendimi.
İnsan yığınlarının arasında dikilen bir kazulet gibi,
alayla baktım tüm yüzlere. Üç kara çarşaflı, üç silah-
şör gibi önümden hızla geçerken, çakmakcı abinin
pantolonuna ilişti gözüm. Pürsüyen paçalarından,
bir çakmak satıvermenin mutluluğu aktı asfaltın
üzerine.O akıntın içinde güvercinler, otomatik hare-
ketlerle asfaltı ya da kafamı gagaladı. Balık tezgahına
uzanan balıklara bakarken, neyin oltasına takılmış
olduğumu düşündüm. O sırada etraftaki kalabalığa
aldırmadan, dondurmasından eriyen damlaları hiç
çekinmeden yalayan bir kadının doğallığı cezbetti
beni..

Taksii !!!

Kazuletin Haritası

Free download pdf