Paranoyası eşini ve arkadaşlarını rahatsız ediyordu ama elle-
rinden ne gelirdi? Hemingway hala Paris Bir Şenliktir kitabını
oluşturacak müsveddelerin ve Life’ta yayınlanacak, iki matado-
run hikayesini anlatan doksan bin kelimelik biyografi üzerine
deli gibi çalışıyordu. Buna rağmen “sık sık kendini öldürmek-
ten bahsediyor ve bazen silah dolabının önünde elinde bir ta-
bancayla camdan dışarı başarkane görülüyordu” diye yazıyordu
Hotchner.
Hemingway 1960’ın Aralık ayında Minnesota’nın Roches-
ter kentindeki St. Mary’s Hastanesi’nde 11 elektroşok tedavisi
gördü. Tedavilerin Hemingway’in kurutunlatı üzerinde pek bir
etkisi olmadı. “Ocak ayında beni aradı” diye anlatıyor Hotch-
ner, “Vesveseleri ne değişmiş ne de hafiflemişti. Odasına verici
konmuş ve telefonunda mikrofon takılıymış. Stajyerlerden
birinin federal olduğundan şüpheleniyordu.”
Sonunda Hotchner’ın kendisini “ihbar” ettiğini söyleyen He-
mingway onu ağzından “laf almaya” çalışmakla suçladı. “Ona
saldıran mandalara karşı dimdik durmuş, Almanya üzerinde
görev uçuşları yapmış, popüler edebi üslupları kullanmayı red-
detmiş, reddedilmeye ve yoksul yaşamaya dayanmış, kendi öz-
gün üslubunda yazmakta ısrar etmiş bu adam, en yakın dostum
korkuyordu FBI’ın peşinde olduğundan korkuyordu, vücudu-
nun parçalara ayrılmasından korkuyordu, arkadaşlarının ona
ihanet etmesinden korkuyordu, yaşamanın artık bir seçenek
olmamasından korkuyordu” diye yazıyordu Hotchner.
Joseph Heller’ın romanı Catch-22 / Madde 22’nin sinema uyar-
lamasından dediği gibi, “Paranoyak olabilirsin fakat bu, onların
senin peşinde olmadığı anlamına gelmez.”
1940’ların başında J. Edgar Hoover, Küba’daki faaliyetlerinden
şüphelendiği için Ernest Hemingway’i izlemeye almıştı. Yıllar
boyunca ajanlar Hemingway hakkında raporlar düzenlemiş, te-
lefonlarını dinlemişti. Bu takip St. Mary’s Hastanesi’nde yattığı
dönemde de sürmüştü üstelik. Odasının dışındaki telefonun da
dinleniyor olması muhtemeldi.
Hemingway’in ünlü sözlerinden biri “İnsan yıkılabilir ama ye-
nilemez”dir. Ama Hemingway 2 Temmuz 1961’de tüfeğini son
koz doldurduğunda hem yıkılmış hem de yenilmişti. Bir kere-
sinde “Kendimi öldürmeyeyim diye hayvan ve balık avlıyorum”
diye yazmıştı. Fakat nihayet dayanma sınırına gelmişti.
Sayısız yazar Hemingway’den ilham alarak bir eline bira, di-
ğer eline kalem almaya kalktı. Korku yazarı Stephen King içki
alışkanlığını “Hemingway Savunması” dediği bir şeyle mantık
çerçevesine oturtmaya çalıştı.