Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

Konuşan bu sefer Allah olacağı için, Hz. Peygamber ile o iki kişi arasında
geçen “diyalog” üçüncü kişi kipiyle anlatılacaktı: “Muhammed’e, iki kişi
yürü dedi. Muhammed “Bunlar kim?” dedi. Sonra gittiler gittiler, kanlı
denizde çırpınan insanlar gördüler. Muhammed “Bunlar kim?” dedi, sonra
tekrar gittiler...” vb.


İşte Musa ile bilge kişi arasındaki diyalog ta aynen böyledir.


Yani “Bilge kişi” (kullardan sevgili bir kul) tıpkı Hz. Peygamber’in sahebeye
anlattığı gibi Hz. Musa’ya “anlatmaktadır”. Bir yere gittikleri yok! Bu
“diyaloğu” Kur’an bize üçüncü taraf olarak aktarıyor. Bilge kişi tıpkı diğer
anlatılar gibi Musa’yı üç yere (gemi, genç, duvar) götürüyor ve yolun
sonunda tekrar başa dönerek “Birinci gördüğün şuydu, ikinci buydu,
üçüncü de bu” diyerek “hisseyi” çıkarıyor.


Şimdi kısayı bu gözle Kur’an’dan okuyalım:


“Derken orada sevgili kullarımızdan bir kul buldular. Biz ona tarafımızdan
bir bilgi öğretmiştik. Musa ona “Sana öğretilen bilgiden bana da öğretmen
için sana tabi olabilir miyim” dedi. “Doğrusu sen benimle beraber olmaya
dayanamazsın. Aklının almayacağı şeye nasıl dayanacaksın?” dedi. Musa:
“İnşallah beni sabırlı bulacaksın; sorun çıkarmam merak etme” dedi.
“Madem öyle, eğer bana uyacaksan, ben sana açıklama yapıncaya kadar
hiç bir şey hakkında soru sormayacaksın” dedi... Ve yürüdüler... Bir gemiye
binince o gemide bir delik açtı. Musa: “İçindekiler boğulsun diye mi deldin
onu? Bu yaptığın çok kötü bir şey” dedi. “Benimle beraber olmaya
dayanamazsın dememiş miydim?” dedi. Musa: “Neyse unutmuşum;
suçlama beni, söylediğime de fazla takılma” dedi. Yine yürüdüler... Nihayet
bir gence rastlayınca onu öldürüverdi. Musa: “Haksız yere masum bir cana
mı kıydın? Bu yaptığın çok kötü bir şey” dedi. “Benimle beraber olmaya
dayanamazsın dememiş miydim?” dedi. Musa: “Tamam, tamam, eğer
bundan sonra sana bir şey sorarsam artık benimle ilişkiyi kesersin, o
zaman haklısın” dedi.


Yine yürüdüler... Nihayet bir kasaba halkına varınca onlardan yemek
istediler. Ancak onlar kendilerini misafir etmekten kaçındı. Derken orada
yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. O, duvarı onardı. Musa: “İsteseydin
yaptığına karşılık ücret alabilirdin” dedi... “İşte şimdi, seninle yol ayrımına
geldik. Şimdi sana o kabullenmekte zorlandığın şeylerin içyüzünü
açıklayacağım.” dedi. İlk olarak o tekne, geçimini denizden sağlayan
yoksul insanlara aitti. Ben ona hasar vermek istemedim, çünkü peşlerinde
bütün sağlam gemilere el koyan bir hükümdar vardı... O gence gelince,
anne-babası mümin kimselerdi. Gencin anne-babasını azgınlık ve küfür ile
yoldan çıkarmasından korktuk. Rablerinin ondan daha temiz ve
merhamete yatkın bir evlat vermesini istedik... Gelelim duvara, o duvar
şehirde iki öksüz çocuğa aitti. Altında onlara miras kalmış hazine
gömülüydü. Babaları da iyi bir zat idi. Rabbin istedi ki o öksüzler ergenlik
çağına ulaşsınlar da Rabbinden bir sevgi ve merhamet olarak hazinelerini

Free download pdf