3-AL-İ İMRAN SURESİ14. Savaşan iki ordunun durumunda sizin için ibret vardır. Bir ordu Allah yolunda çarpışırken, diğeri kâfirlik etmektedir. Allah yolundakiler, düşmana iki katı
görünürler. Allah da, yardımıyla uygun gördüğünü güçlendirir. Elbette gören gözler için bunda büyük ibretler vardır.
3-AL-İ İMRAN SURESİ15. KADINLAR, çocuklar, çil çil altın ve deste deste paralar, soylu atlar, sürülerle davarlar, geniş araziler gibi bütün dünyevi zevkler, insanoğlu için cazip kılındı. Bütün bu zevkler, dünya hayatının cazibesidir. Ancak, asıl varılacak güzel yer, Allah’ın yanıdır.
3-AL-İ İMRAN SURESİ16,17. Onlara söyle: “Size o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Allah bilinciyle yaşayanlara, Rableri katında altından ırmaklar akan ebedi cennetler,
tertemiz eşler ve Allah’ın hoşnutluğu var.” Allah, kullarını görüyor.
3-AL-İ İMRAN SURESİ18. “Rabbimiz, sana iman ediyoruz, bizim suçlarımızı bağışla ve bizleri ateşin azabından koru” diyenleri. 17 Güçlüklere göğüs gerenleri, sözü namus bilenleri,
yürekten bağlı olanları, başkaları için harcayanları ve seherlerde bağışlanma dileyenleri...
3-AL-İ İMRAN SURESİ19. ALLAH, kendisinden başka tanrı olmadığını apaçık ortaya koymuştur. Bütün melekler, insaf ve adalet sahibi ilim adamları bunu yakinen bilirler. O’ndan başka
tanrı yoktur. Güçlüdür O, bilgedir O.
3-AL-İ İMRAN SURESİ20. Allah katında din İslam’dır. Geçmiş çağlarda kendilerine kitap verilenler, yol gösterildikten sonra çıkar kavgalarına girerek ayrılığa düştüler. Her kim Allah’ın
ayetlerine karşı gelirse, bilsin ki Allah, hesabı çabuk görendir.
3-AL-İ İMRAN SURESİ21.
Şu halde seninle tartışanlara söyle: “Ben bütün benliğimle Allah’a adanıp Müslüman oldum, bana uyanlar da.” Önceki çağların vahiylerini kendi tekellerine
alanlara ve onların dışında kalan tüm genel halka da sor: “Siz de Müslüman oluyor musunuz?” Eğer Müslüman olurlarsa, doğru yola girmiş olurlar. Yüz
çevirirlerse, sana düşen ancak duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görüyor; bundan hiç şüpheniz olmasın.
3-AL-İ İMRAN SURESİ22. Allah’ın ayetlerini inkâr edenlere, peygamberleri haksızca öldürenlere ve adalet isteyen insanların canına kıyanlara acı bir azabı haber ver.
3-AL-İ İMRAN SURESİ23. İşte bunlar, dünya ve ahirette amelleri boşa gitmiş kimselerdir ve onları kurtaracak da yoktur.
3-AL-İ İMRAN SURESİ24. Baksana şu geçmiş çağlarda kendilerine kitaptan nasip verilmiş olanlara; aralarında hakem olması için Allah’ın kitabına davet olunuyorlar da içlerinden bir
kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor.
3-AL-İ İMRAN SURESİ25. Çünkü onlar; “Ateş, bize birkaç günden fazla dokunmayacak” demekte ve uydura geldikleri yalanlarla yoldan çıkmaktadırlar.
3-AL-İ İMRAN SURESİ26. Bakalım hepsini toplayacağımız geleceği kesin olan günde ne yapacaklar? O gün herkese hak ettiği verilecek, kimseye haksızlık edilmeyecek.
3-AL-İ İMRAN SURESİ27. DE Kİ: “Ey mutlak egemenlik sahibi olan Allah’ım! Sen egemenliği lâyık gördüğüne verirsin, müstahak gördüğünden de çeker alırsın. Lâyık gördüğünü yüceltir, müstahak gördüğünü alçaltırsın. Bütün iyilikler senin elindedir. Senin her şeye gücün yeter,
3-AL-İ İMRAN SURESİ28. Gündüzü kısaltarak geceyi uzatır, geceyi kısaltarak gündüzü uzatırsın. Ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın. Lâyık gördüğüne de umulmadık yerlerden rızık
verirsin.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ29. MÜ’MİNLER, iman edenleri bırakıp da kâfirlerle dostluk kurmasınlar. Her kim bunu yaparsa, Allah ile ilişiği kesilmiş olur. Ancak, kâfirlerden gelebilecek
tehlikelere karşı korunmanız söz konusu ise o başka. Allah sizi, öfkesini çekecek işler yapmayasınız diye uyarıyor; çünkü sonuçta gidiş Allah’adır.
3-AL-İ İMRAN SURESİ30. Onlara söyle: “İçinizdekileri ister gizleyin, ister açığa vurun, Allah onu bilir. Göklerde ve yerde ne varsa her şeyi bilir. Allah’ın her şeye gücü yeter.
3-AL-İ İMRAN SURESİ31. Herkesin bütün iyilik ve kötülüklerinin önüne konacağı gün gelecektir. Kötüler, o günün hiç gelmemesini ister. Allah sizi, öfkesini çekecek işler yapmayasınız
diye uyarıyor; çünkü Allah, kullarını çok seviyor.
3-AL-İ İMRAN SURESİ32. Onlara söyle: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayan ve merhamet edendir.
3-AL-İ İMRAN SURESİ33,34. Söyle onlara: Allah’a ve peygambere itaat edin. Eğer karşı gelirlerse, bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.
3-AL-İ İMRAN SURESİ35. İYİ DİNLEYİN! Allah, Âdem’i, Nuh’u ve İbrahim ocağı ile Imran ocağını çağdaşları arasından özenle seçmiştir. 34 Kuşaktan kuşağa tek bir yolun yolcusudur
bunlar. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor.
3-AL-İ İMRAN SURESİ36. Bir zamanlar İmran’m eşi; “Ey Rabbim! Ben karnımdaki çocuğu Senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et. Sen her şeyi işitiyor ve biliyorsun” demişti.
3-AL-İ İMRAN SURESİ37. Fakat çocuğu doğurunca; “Ey Rabbim bu bir kız; halbuki erkek, kız gibi değildir” dedi. Oysa neyin hayırlı olacağını Allah daha iyi biliyordu. Sonra, “Ben onun
adını Meryem koydum, onu ve neslini lanetlenmiş şeytanın şerrinden korumanı diliyorum” dedi.
3-AL-İ İMRAN SURESİ38.
Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu. Onu Zekeriya’nın himayesine vererek nadide bir çiçek gibi büyüttü. Zekeriya ne zaman odasında onu ziyaret etse
yanında yiyecekler bulur ve “Ey Meryem, bunlar sana nereden geliyor?” derdi. O da “Allah’tan” derdi. Allah, lâyık gördüğüne umulmadık yerlerden rızık verir;
bundan hiç şüpheniz olmasın.
3-AL-İ İMRAN SURESİ39. Orada Zekeriya Rabbine: “Ey Rabbim. Katından bana temiz evlâtlar ihsan eyle; zira sen her duayı işitirsin” diye dua etti.
3-AL-İ İMRAN SURESİ40. Zekeriya destekleşme/dayanışma toplantısındayken melekler kendisine şöyle seslendiler: " Haberin olsun, Rabbin sana iyilik, güzellik, doğruluk timsali,
dürüst ve asil bir karaktere sahip, peygamberlik yaparak Allah'tan gelen sesi doğrulayacak Yahya'yı müjdeliyor.
3-AL-İ İMRAN SURESİ41. Zekeriya: “Ey Rabbim, ben yaşlı bir adamım, karım da kısır, benim nasıl oğlum olabilir?” dedi. Allah buyurdu ki: “Öyle, Allah isterse olur.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ42. Zekeriya: “Rabbim bana bir işaret göster” dedi. Allah: “İşaretin üç gün boyunca el kol hareketleri dışında insanlarla konuşmamandır. Rabbini çokça an ve
sabah akşam şanını yücelt” buyurdu.
3-AL-İ İMRAN SURESİ43. Melekler şöyle demişlerdi: “Ey Meryem! Allah seni tertemiz büyüttü, seni özenle seçti ve çağdaşın kadınlar arasından öne çıkardı.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ44. “Ey Meryem! Cânı gönülden Rabbine yönel, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ45. Bunlar senin bilemeyeceğin konulardır. Biz sana onları vahyederek bildiriyoruz. Yoksa Meryem’i hangisi himayesine alacak diye kalemleriyle kur’a atarlarken
de, çekişirlerken de, sen yanlarında değildin.
3-AL-İ İMRAN SURESİ46. Melekler; “Ey Meryem! Allah seni kendinden bir ses olacak bir çocuk ile müjdeliyor; bundan hiç şüphen olmasın. Adı, Meryem oğlu İsa Mesih! O, dünya ve
ahirette saygın, Rabbinin yakın dostlarından olacak.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ47. “O beşikteyken de, yetişkinken de insanlarla konuşacak; iyilik, güzellik, doğruluk için çalışanlardan olacak.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ48. Meryem: “Rabbim, bana hiçbir erkek dokunmamışken nasıl çocuğum olur?” dedi. Allah: “Öyle, Allah istediğini yaratır. O, bir şeyi istediğinde ona yalnızca ol
der, o da hemen oluverir” buyurdu.
3-AL-İ İMRAN SURESİ49. Allah senin oğluna Kitap indirecek, bilgelik verecek, Tevrat’ın doğrularını sürdürerek Incil’i vahyedecek.
3-AL-İ İMRAN SURESİ50.
NİHAYET İSA Israiloğullarına peygamber olarak seslendi: “Ben size Rabbinizden ayet ile geldim. Size çamurdan kuş biçiminde bir yaratık yapıp içine
üfleyeceğim; Allah’ın izniyle hemen bir kuş olacak. Allah’ın izniyle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştirip ölüleri dirilteceğim. Size evlerinizde yediklerinizi
ve biriktirdiklerinizi haber vereceğim. Eğer imanınız varsa, anlarsınız ne dediğimi.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ51. Ben Tevrat’tan doğru namına ne kalmışsa hepsini sürdürmeye, üzerinizdeki gereksiz yasakları kaldırmaya geldim. Rabbinizden ayet getirdim. Artık Allah’ın
öfkesini çekmekten sakının ve bana uyun.
3-AL-İ İMRAN SURESİ52. Açın kulağınızı! Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. İbadeti O’na yapın. İşte doğruluk ve dürüstlük yolu budur.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ53. İsa, tepkiyle karşılaşınca; “Allah yolunda kim bana yardım edecek?” dedi. Havariler, “Biziz Allah’ın yardımcıları! Allah’a iman ettik, bizim Müslümanlar
olduğumuza şahit ol” dediler.
3-AL-İ İMRAN SURESİ54. “Ey Rabbimiz! indirdiğine inandık ve Peygamber’e tabi olduk. Bizi o şahitler listesine kaydet” dediler.
3-AL-İ İMRAN SURESİ55. Plan kurdular, Allah da onların planlarını boşa çıkardı. Çünkü bütün planlar Allah’tan döner.
3-AL-İ İMRAN SURESİ56.
O zaman Allah şöyle demişti: “Ey Isa. Şüphesiz seni öldürecek olan benim. Seni kendime yükseltece¬ğim. Seni o kâfirlerden arındıracağım ve yolunu
sürdürenleri kıyamete kadar o kâfirlerin karşısına çıkaracağım. Dönüp dolaşıp Bana geleceksiniz. O zaman anlaşmazlığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda
hükmü Ben vereceğim.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ57. 0 kâfirleri dünya ve ahirette şiddetli bir azaba çarptıracağım, onların hiçbir yardımcıları da olmayacak.
3-AL-İ İMRAN SURESİ58. Ancak iman edip iyilik, güzellik, doğruluk için çalışanlara Allah büyük bir karşılama düzenleyecek. Allah zalimleri sevmez.
3-AL-İ İMRAN SURESİ59. İŞTE BU anlattıklarımız, hafızalardan silinmeyecek ibret dolu sahnelerdir.
3-AL-İ İMRAN SURESİ60. Doğrusu, Allah katında Isa’nın durumu Âdem’in durumu gibidir. O’nu topraktan yarattı, sonra da ona “Ol” dedi, o da hemen oluverdi.
3-AL-İ İMRAN SURESİ61. Rabbinin gerçeğidir bu! Şu halde şüphe edenlerden olma.
3-AL-İ İMRAN SURESİ62. Sana gelen gerçek bilgiden sonra artık her kim seninle tartışmaya kalkarsa de ki: “Gelin! Oğullarımızı oğullarınızı, kadınlarımızı kadınlarınızı çağıralım.
Kendimiz ve kendiniz de onlarla bir araya gelelim. Sonra samimiyetle dua edip, Allah’ın lanetinin yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ63. İşte işin gerçeği bundan ibarettir. Allah’tan başka hiç bir tanrı yoktur. Al¬lah güçlüdür, bilgedir; bundan hiç şüpheniz olmasın.
3-AL-İ İMRAN SURESİ64. Hâlâ gerçekleri kabul etmiyorlarsa, Allah fitne fesat peşinde koşanları çok iyi biliyor.
3-AL-İ İMRAN SURESİ65. Onlara söyle: “Ey önceki çağlarda kendilerine kitap verilenler! Gelin aramızda ortak bir kelimede birleşelim. Allah’ı bırakıp birbirimize tapmayalım. O’na hiçbir
şeyi ortak koşmayalım.” Eğer yüz çevirirlerse, de ki: “Şahit olun, biz Müslümanlarız.”
3-AL-İ İMRAN SURESİ66. Ey önceki çağlarda kendilerine kitap verilenler! Niçin İbrahim hakkında tartışıp duruyorsunuz? Oysa Tevrat ve Incil, ancak ondan sonra indirildi. Bunu da mı
kavrayamıyorsunuz?