Yaşayan Kur'anı Kerim

(Arzum) #1

49-HUCURAT SURESİ12.


Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının, çünkü kimi zanlar vardır ki günahtır. Birbirinizin ayıbını araştırmayın. Birbirinizin arkasından konuşup
çekiştirmeyin. Sizden biriniz, kardeşinin ölü halindeki etini yemek ister mi hiç? Demek tiksindiniz! O halde Allah'ın öfkesini çekmekten sakının. Allah
bağışlayıcıdır, sevgi ve merhametle dopdoludur; bundan hiç şüpheniz olmasın.

49-HUCURAT SURESİ13. EY İNSANLAR! Biz sizi bir erkek bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışınız diye sizi halklara, kabilelere ayırdık. Açıkçası Allah katında en değerliniz Allah
bilinciyle en çok yaşayanınızdır. Allah her şeyi biliyor, her şeyi duyuyor; bundan hiç şüpheniz olmasın.


49-HUCURAT SURESİ14.


BEDEVİLER "İman ettik!" dediler. Söyle onlara: "Siz henüz iman etmediniz; "İslama girdik" demeniz daha doğrudur. Çünkü henüz iman kalplerinize yerleşmiş
değil. Eğer Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınız boşa gitmez. Allah çok bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır; bundan hiç şüpheniz
olmasın.

49-HUCURAT SURESİ15. İyi dinleyin! Gerçek müminler, Allah'a ve peygambere iman ettikten sonra şüpheye düşmeyip Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır! İşte
bunlardır sözünün eri olanlar.
49-HUCURAT SURESİ16. Söyle onlara: "Siz Allah'a dindarlığınızı mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerdekini ve yerdekini bilir. Allah her şeyi bilendir.


49-HUCURAT SURESİ17. İslam'a girişlerini senin başına kalkıyorlar. Söyle onlara: "İslam'a girişinizi benim başıma kakmayın; bilakis size iman yolunu gösterdiği için Allah, size lütufta
bulunmuştur; eğer sözünüzün eri iseniz.
49-HUCURAT SURESİ18. Göklerin ve yerin sıırını Allah bilir; bundan hiç şüpheniz olmasın. Allah her ne yaparsanız görüyor.


9-TEVBE SURESİAçıklama

Medine'de inmiştir, 129 ayettir. Hicretin 9. yılındaki Tebük seferi boyunca ve son sırasında nazil olmuştur. Müşriklere ültimatom veya son ihtar (beraet)
verilmesi ile başladığı için bu isimle de anılır. Medine'i işgale çağırdığı dönemin dünya gücü Bizans'a karşı meydan okuma anlamına gelen otuz bin kişilik
büyük yürüyüş (Tebük seferi) ana konudur. Türlü mazretler ileri sürerek bu seferden geri duran münafıklar, en ağır şekilde eleştirilir. Surenin neredeyse
tamamında münafıklığın ve korkaklığın adeta genetiği çözülür. Sözünü namus blme (sıdk) adına cesaret, yğitlik, bahadırlık, erdem ve dürüstlük temaları
işlenir. Özellikle son bölümünde münafıkların telkinine kapılarak seferden geri duran bir kaç sahabenin vicdan azabı çekerek pişman olmaları ve yaptıkları
yanlıştan pişman olmaları (tövbe) anlatıldığı için bu adı almış görünmektedir.
9-TEVBE SURESİ1. Allah ve peygamberinden anlatlaşmalı olduğunuz müşriklere ültimatomdur.
9-TEVBE SURESİ2. Bundan böyle yeryüzünde dört ay istediğiniz gibi dolaşın. Fakat Allah'ı aciz bırakmayacağınızı ve Allah'ın er geç kafirleri rezil edeceğini bilin.
9-TEVBE SURESİ 3.

Allah ve peygamberinden büyük hac gününde insanlara duyurudur: Allah'ın ve Peygamberinin müşriklerle bütün ilişkileri kesilmiştir! Şu halde tövbe
ederseniz hakkınızda hayırlı olur. Eğer aldırış etmezseniz, bilin ki Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz. O kafirleri acı bir azabın beklediğini haber ver.
9-TEVBE SURESİ 4. Ancak antlaşmalı olduğunuz müşriklerden daha sonra antlaşmalarına bağlı kalanlar ve aleyhinizde saldırganlarla iş birliği yapmamış olanlar u ültimatomun dışındadır. Bunlarla yaptığınız antlaşmaya süresi bitene kadar bağlı kalın. Allah öfkesini çekecek işler yapmaktan sakınanları sever.

9-TEVBE SURESİ 5.


Haram aylar çıkınca, artık (antlaşmalarını tek yanlı bozarak saldırıya geçen) müşrikleri nerede bulursanız etkisiz hale getirin; yakalayın, hapsedin, bütün
yollarını tutun. Eğer vazgeçip destekleşmeye/dayanışmaya katılır, ihtiyaçtan fazlasını vererek arınmaya başlarlarsa bırakın. Allah bağışlayıcıdır, sevgi ve
merhamet kaynağıdır.
9-TEVBE SURESİ 6. Eğer müşriklerden biri aman dileyerek himaye isterse, Allah'ın kelamını dinleyebilmesi için ona aman ver. Sonra kendini güvenli hissedebileceği yere ulaştır.
Çünkü onlar bilinçsiz bir topluluktur.
9-TEVBE SURESİ 7. MESCİDİİ HARAM'IN yanında antlaşma yaptıklarınız hariç, müşriklerin Allah ve peygamberi nezdinde nasıl bir güvenceleri olabilir ki? Fakat antlaşma yaptıklarınız dürüst davrandıkça siz de onlara dürüst davranın. Allah öfkesini çekecek işler yapmaktan sakınanları sever; bundan hiç şüpheniz olmasın.

9-TEVBE SURESİ 8. Nasıl olabilir ki, eğer size karşı bir zafer kazansalar ne hakkımızı gözetirler, nede antlaşma hükümlarine riayet ederler. Dilleri ile gönlünüzü almaya çalışırken,
kalpleri inatla direnir. Zaten çoğu günaha batıp gitmiştir.
9-TEVBE SURESİ9. Onlar, Allah'ın ayetlerini az bir değer karşılında sattılar ve Allah yolundan alıkoydular. Yapıp durdukları gerçekten çok kötü bir şey!
9-TEVBE SURESİ10. Bir mü'min hakkında ne bir söz, ne de hak gözetirler. Onlar saldırganların ta kendisidir.
9-TEVBE SURESİ 11. Eğer tövbe ederek destekleşmeye/dayanışmaya katılır, ihtiyaçtan fazlasını vererek arınırlarsa din kardeşiniz olurlar. Bilinçlenecek bir topluluk İçin Biz, ayetlerimizi daha çok açıklarız.

9-TEVBE SURESİ 12. Eğer antlaşma yaptıktan sonra antlaşmalarını korumaz, üstelik dinimize saldırıya kalkarlarsa, küfrün öncüleriyle savaşın. Çünkü onlarda 'sözün namusu' diye
bir şey yoktur. Belki böylece akılları başlarına gelir.
9-TEVBE SURESİ 13.

Sözünde durmayan, Peygamberi yurdundan çıkarmaya yeltenen ve saldırıyı önce kendileri başlatan bir güruhla savaşmaktan geri i duracaksınız? Yoksa
onlardan korkuyor musunuz? Eğer imanınız varsa, bilin ki korkulmaya en layık olan Allah'tır.
9-TEVBE SURESİ 14,15. Savaşın onlarla. Böylece Allah, onlara sizin elinizle azap tattırsın, rezil etsin onları. Yardımıyla onlara karşı sizi zafere ulaştırsın. Mi'min bir topluluğun yüreklerine su serpsin. Kalplerindeki kini gidersin. Allah, layık gördüğüne tövbe etmeyi nasip eder. Allah her şeyi bilir, çok bilgedir.

9-TEVBE SURESİ 16. Yoksa siz, Allah içinzden cihat edenleri; Allah'tan peygamberinden ve müminlerindenbaşkasını yar ve yardımcı tutmayanları ortaya çıkarmadan
bırakılacağınızı mı sanıyordunuz? Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
9-TEVBE SURESİ 17. ORTAK KOŞANLAR, kafirlik ettiklerini bizzat kendileri görüp duruyorken, Allah'ın mescitlerini sahiplenemezler. Onlarınhayır namına bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ebedi ateş onları bekliyor.

9-TEVBE SURESİ 18. Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, destekleşme/dayanışma içinde olanlar, ihtiyaçtan fazlasını vererek arınanlar ve Allah'tan başka
kimseden korkmayanlar sahiplenirler. Doğru yolda yürüyenler olma umudunu, işte bunlar taşıyabilirler.
9-TEVBE SURESİ 19.

Yoksa siz hacılara su temin etmeyi ve Mescidei Haram'ım bakımını üstlenmeyi, Allah'a ve ahiret gününe iman edip Allah yolunda cihat edenin yaptığı işle aynı
kefeye mi koyuyorsunuz? Bunlar, Allah katında eşit olmazlar. Allah, zalimler güruhunu oğru yolda yürütmez.
9-TEVBE SURESİ 20. İman edip hicret edenler, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, Allah yolunda en büyük dereceye sahiptirler. Kurtuluş ve zafer işte onlarındır.
9-TEVBE SURESİ21. Rableri onları bizzat kendi sevgi ve merhametiyle, razasıyla ve yurtları olacak mutluluk cennetiyle müjdeliyor.
9-TEVBE SURESİ22. Orada sonsuza kadar kalacaklar. En büyük mükafat, ancak Allah katındadır; bundan hiç şüpheniz olmasın.
9-TEVBE SURESİ 23. EY İMAN EDENLER! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşı küfrü tercih etmişse, onlarla aynı safta yer almayın. Sizden her kim onların safında yer alırsa, işte bunlar kendilerine yazık edenlerdir.

9-TEVBE SURESİ 24.


Söyle onlara: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, hısım akrabalarınız, kazandığınız mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret ve
dayayıp döşediğiniz evler size Allah'tan, peygamberden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, Allah'ın emrini bekleyin artık! Allah yoldan çıkmış bir
güruhu doğru yolda yürütmez."
9-TEVBE SURESİ 25. İşin doğrusu Allah size bir çok yerlerde ve kalabalık olmanızın sizi gurura kaptırdığı fakat bir faydasını görmediğiniz, dahası yeryüzünün bütün genişliğine
rağmen size dar gelerek bozguna uğrayıpkaştığınız Huneyn gününde de size yardım etmişti.
9-TEVBE SURESİ 26.

Sonra Allah, Peygamberinin ve mü'minlerin kalplerine kendine güven duygusu verdi ve görmediğiniz ordular indirip kafirleri azaba uğrattı. İşte kafirlerin
göreceği karşılık budur.
9-TEVBE SURESİ27. Sonuçta Allah, bütün bunlara rağmen layık gördüğünün tövbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayandır, sevgi ve merhamet kaynağıdır.
9-TEVBE SURESİ 28.

EY İMAN EDENLER! Ortak koşanlar pisliktir. Artık bu yıllardan sonra Mescidi Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksul düşmekten endişeleniyorsanız, Allah layık
görürse size engin cömertliğinden enginlik yağdırır. Allah her şeyi bilir, çok bilgedir; bundan hiç şüpheniz olmasın.
9-TEVBE SURESİ 29. Kitap ehlinden oldukları halde Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve peygamberin haram saydığını haram saymayan ve hak dinini din edinmeyenlerle küçülmüş oldukları halde kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.

9-TEVBE SURESİ 30. YAHUDİLER, "Üzeyir Allah'ın oğludur" dediler. Hıristiyanlar da, "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bunlar, önceki çağların kafirleriyleaynı ağızı kullanarak
geveleyip durdukları bir takım laflardır. Allah kahretsin! Ne fena sapıtmışlar.
9-TEVBE SURESİ 31. Onlar, Allah'ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini, birde Meryam oğlu Mesih'i rabler edindiler. Oysa, ancak tek tanrı'ya ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O'ndan başka hiçbir tanrı yoktur. O, ortak koştukları şeylerden uzaktır., çok yücedir.

9-TEVBE SURESİ 32. Allah'ın nurunu laf kalabalığı ile söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kafirlerin hoşuna gitmese de nurunu tamamlamak istiyor; bundan hiç şüpheniz olmasın.
9-TEVBE SURESİ33. Peygamberni doğru yolu göstermek ve hak dini diğer bütün dinlerden üstün kılarak yaymak için gönderen O'dur. İsterse ortak koşanlar hoşlanmasınlar.
9-TEVBE SURESİ 34. EY İMAN EDENLER! Şu hahamların ve rahiplerin birçoğu, insanların mallarını hem haksızlıkla yiyor, hem de onları Allah yolundadan alıkoyuyorlar. Altını ve
gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanları, acı bir azabın beklediğini haber ver!
9-TEVBE SURESİ 35.

O gün biriktip yığdıkları cehennem ateşinde kızartılacak; ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. "İşte bu bencilce biriktirip yığdıklarınız; haydi,
tadın bakalım" denilecek.
Free download pdf