(Medine Sureleri)
(92. Sure Bakara-Sığır) :
- Dininin ve insanlığının gerektirdiği “yüksek vasıflara sahip insan ol-
mak” vasfından uzaklaşıp bayağılaşmak. - Yeryüzü’nde fesat-bozgunculuk çıkarmayın denildiği zaman; «Biz
ancak ıslah edicileriz» demek, söz, eleştiri ve uyarı dinlememek. - İnananları, sefihler-akılsızlar ve ahmaklar olarak görmek ve göster-
mek. (İnsanları, akılsızlar ve ahmaklar gibi yaşatmak da böyledir.) - Hidayete (doğru yola ve kurtuluşa) karşılık dalâleti (sapkınlığı ve
azgınlığı) satın almak ve insanlara bunu satmak. - Allah'a kesin söz verdikten sonra, sözlerinden dönmek. Allah'ın, zi-
yaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten
vazgeçmek. Yeryüzü'nde fitne ve fesat-karışıklık çıkarmak. - İşgallere, emperyalizme, sömürüye yönelmek. Haksız savaş seferle-
ri düzenlemek. Barışa ve İnsan Haklarına değer vermemek. Yaşanan-
lardan ders almadan kötülükleri tekrarlamak. (İslâm'ın veya şeriatın
olmadığı düzende kötülük yapmak serbesttir demek de böyledir.) - Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmak, hakkı gizlemek, dolayısıyla insan-
ları yanıltmak. (Savaş ve barış şartlarını gözetmemek de böyledir.) - İnsanlara iyiliği emredip, kendisini unutmak.
- Şefaatçinizim, affedicinizim, kurtarıcınızım, peşimden gelin, sözüm-
den çıkmayın diyerek insanları kandırmak. (Aklınızı kapının dışın-
da bırakın demek de böyledir.)
- İnsanlara karşı taş gibi katı kalpli olmak.
- Kuran'ı, kitabını anlamıyla okumaz, bilmez; kulaktan dolma şeyle-
re, zanlara, tahminlere, uydurmalara, hurafelere inanır ve onlara gö-
re insanlara haksız ve yanlış davranır olmak. - Elleriyle bir kitap yazıp, sonra onu «Bu Allah katındandır» yalanıy-
la az bir bedel karşılığında insanlara satmak. - Ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik etmekten
uzaklaşmak, insanlara güzel olmayan sözler söylemek. - Tarihi düşmanlıklardan ve çarpıtılmışlıklardan beslenip, Allah’ın
çağrısı olan barışı çiğnemek.
- Birbirlerinin kanını dökmek, birbirlerini yurtlarından çıkarmak.