Medeniyet gerçi bize uzaktır;
Mefkûremiz güneş kadar parlaktır..
Bütün millet yükselmeğe müştâktır:
Kurtar bizi cehâletten, noksândan!
Harpte nasıl ün aldıysa her nefer,
Tezgâhta da san’atına versin fer..
Kazanalım her hünerde bir zafer:
Kurtar bizi iktisadî buhrândan!
Mektep, müze, dârü’l-fünûn isteriz;
Halkçılığa uyar kanûn isteriz;
Terakkimiz her ân koşsun isteriz:
Kurtar bizi beyne’l-milel hüsrândan!
Sen dâhîsin, buna çoktan inandık..
Mefkûresiz rehberlerden pek yandık..
Garp’ta Şarklı yaşayıştan usandık:
Kurtar bizi bu karanlık zindândan!
Göster şimdi ilmi, harsî hedefler:
Âlim, şâir, kumandan da hep asker..
Her şey olur: Yalnız iste, emir ver..
Kurtar bizi meskenetten, hirmândan!
Sürümüzde bir kurt çoban kalmasın,
Tepemizde gizli düşman kalmasın;
Düşmanların dostu hakan kalmasın:
Kurtar bizi bu yaldızlı yılandan!
Abdülhamîd gerçi Kızıl Sultan’dı,
Buna nisbet yine o bir insandı..
Çok ma’sûmlar Fetvâ’sına aldandı:
Kurtar bizi artık Kara Sultan’dan!