ZİYA GÖKALP

(ŞİİR PARKI) #1

Mütarekenin karanlık yıllarını bir düşünün. Herkes değil
kendi kazancından ve hayatından, milletin varlığından bile
umudunu kesmiş, köşesine sinmiş, korka korka âkibeti
bekliyor. Bir ses, durgun karanlığın içinde bir beyaz fıskiye
gibi yükselip ruhların omuzlarından dökülerek kirleri yıkıyor,
uyuşuklukları gideriyor. Artık düşünür müsünüz ki; Bu su
acaba kireçli mi, bulanık mı, san’atın imbiğinden geçmiş
mi, geçmemiş mi? Bu ses makamı düzgün ve ya bozuk, ne
zarar, zifiri karanlıkta altın destanı söylüyor:


Yüce dağlar çökmüş, belleri kalmış,
Coşkun ırmakların selleri kalmış,
Hanlar yok meydanda, elleri kalmış,
Düşenler çok amma, kalkan nerede?
Arayım: Sürüye çoban nerede?


Türk yurdu uykuda, ey düşman sakın,
Uyuyan ülkeye yapılmaz akın.
Tan yeri ağardı yiğitler kalkın,
Bakın yurt ne halde, Vatan nerede?
Gideyim, arayım yatan nerede?


Sandım gençlik doğar, baktım Mart olmuş,
Gittim ili gezdim genci kart olmuş,
Kimi Kırgız, Kazak, kimi Sart olmuş,
Dedim yahşiler çok, yaman nerede?
Gideyim arayım Şaman nerede?


Tekinler köy beyi, ağalar çoban,
Atsızlar yalancı birer kahraman,
İçinde görmedim maksadı duyan,
Yasanın emrine uyan nerede?
Gideyim, arayım duyan nerede?


Yayların kirişi urgana dönmüş,
Şahin yuvasında Doğan’a dönmüş,

Free download pdf