Böyle âlimlere ben, cânım kurbân ederim,
Ev, bark, malım mülkümü ona ihsân ederim.
Amel işleyen dostlar, nerde gerçek âlimler,
Allâh’dan söz ederler, bunlar gerçek câhiller.
Gerçek âlim olanın yattığı yastık taştır,
Anladığını söyler, gözünden akan yaştır.
Bir kul kendini bilse, bil ki o Hakk’ı bildi,
Rahmân’ın korkusuyla kalkıp insâfa geldi.
Benim hikmetlerimi tüm bilginler işitsin,
Sözümü unutmayıp, maksadına erişsin.
Hem amel hem de sözdür bu benim hikmetlerim,
Kalpten gelenler ile Mevlâ’yı zikrederim.
Benim her bir hikmetim, hepsi pîr-i kâmildir,
Hangi kul anlar ise, bil ki, Hakk’a vâsıldır.
Benim hikmetlerimi, iyilere söyleyin,
Dua ve tekbir ile, bize rahmet dileyin.
Benim bu hikmetlerim, kudretli pîr sayılır,
İşiten sarhoş olur, şuursuzlar ayılır.
Diri olsa cihânda gönül yanmaz, hor olmaz,
Okuyan bağlıları mutludur, hasta olmaz.
Kıyamette onlara yol gösteren olurum,
Tek bir dertli kul olsa, ona dermân olurum.
Yüz yıllık ömrü olsa, ona mürşid olurum,
Yere girse çürümez, ben dermânı olurum.
Allâh eylese onu cehenneminden âzâd, 34