YUNUS EMRE

(ŞİİR PARKI) #1

evvel bir kalp adamıdır. O, insan talihini kendi içinde bütün
acıklı ve yüksek tarafıyle bulanlardandı. Devriyle olan
diyalogu bu kalp kuvvetiyle, onun verdiği yalnızlık
duygusuyledir.


Dilimize ve ruhumuza gurbet kelimesini - tasavvuf yoluyle
olsa da - aşılayan odur. Hangimiz, gurbet deyince o güzel
kıt'ayı hatırlamayız:


Bir garip öldü diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin


Yunus'ta gurbet, sevginin yalnızlık aynasıdır. Biz sevdiğimiz
nispette yalnızızdır. Yalnızlığımız nispetinde kâinatla birleşir,
kucaklaşırız. Yunus'un şiirinde ölümün aldığı o geniş ve az
rastlanır yer de buradan gelir.


Bu şâir, insan hayatını metafizik bir endişede hülâsa
etmesini biliyor ve onu ancak içimizden yenebileceğimizi
bize öğretiyordu.


Moğol istilasının kan ve ateş çağında, o bitmez tükenmez
ıztırap, ölüm, hastalık, açlık ve ümitsizlik cehenneminde
yaşayan insanlar bu sevgiye, tahammülü imkansız
realitenin ötesinde açılan bu geniş ve rahmani ümit
kapısına ekmek ve su kadar, rahat yastık ve uyku kadar
muhtaçtılar.


Devrini gördük, şimdi aksiyonunu biraz daha tayin edelim.
Bu seyyal ruh, bu iç alem fatihi:


Bir ben vardır bende benden içre


diyerek bizi maddemizin ötesinde ve onun dayanağı bütün

Free download pdf