Takvim: Tarihi çağrı (Manşet)
Taraf: Silahlara veda çağrısı (Sürmanşet)
Türkiye: Tarihi gün (Manşet)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamanın yapıldığı
akşam, Suudi Arabistan’a gerçekleştireceği resmi ziyaret öncesi
Atatürk Havalimanı’nda, o günkü Dolmabahçe Mutabakatı üze-
rine şöyle konuştu:
“Silahların bırakılması çağrısı, bizler için çok çok önemli bir
beklentiydi. Bu, demokratik açılım süreciyle başlayan bir çağrıdır,
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’yle başlayan bir çağrıdır. Şimdi
de Çözüm Süreci’yle devam eden ve ‘bunu artık noktalayalım’
diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır. Tabii çağrılar güzeldir
ama asıl olan, daha önce de söylediğim gibi, uygulamadır.”
Aynı Erdoğan, Mart 2015’te ise Ukrayna ziyaretinden
dönerken uçakta gazetecilerle konuşurken, daha önce “hasretle
beklediği toplantı” için şunları söyleyecekti:
“Ben oradaki toplantıyı da doğru bulmuyorum. Çünkü bu
toplantıda başbakan yardımcısıyla (Yalçın Akdoğan) şu an par-
lamento içinde olan bir grubun yan yana resim vermesini ben
şahsen doğru bulmuyorum. O metinde bir demokrasi çağrısı
yok. Neresini kabul edeceğim? Çoğunun demokrasiyle falan ala-
kası yok. Hala yeni yeni talepler ortaya çıkıyor. Bir metin okun-
madı, iki metin okundu. Onların okuduğu metinle Yalçın Bey’in
okuduğu metin birbirinden tamamen ayrı. Onların tamamen
aksine. Yani birbiriyle tamamen örtüşen bir şey yok. O zaman
neyi görüştüler? Buna ortak bir deklarasyon diyebilir misiniz?
Böyle bir şey var mı?” (41)
Erdoğan, Dolmabahçe’de yapılan açıklamadan sonra 10 mad-
delik mutabakat metninin sadece ‘silah bırakma’ bölümüne ta-
kılarak süreci manipüle etmeye devam etti.
Halbuki İmralı Adası’ndaki konuşmalar ve varılan uzlaşmaya
göre süreç şu şekilde devam edecekti:
Öcalan mevcut heyete yeni üyelerin de dahil olmasıyla, kendi
müzakere heyetini oluşturacaktı. Devlet heyeti de son iki gö-
rüşmede olduğu gibi görüşmelerde yer alacaktı. Devlet adına
Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu