bakarak bu sürecin gelişeceğine, sorunun çözüleceğine inan-
madı. Baştan itibaren de kuşku, kaygıları vardı zaten.
- Siz mevcut durumda, bu geçmiş süreçleri de değerlendirerek,
sorunun müzakere yaparak çözüleceğine inanıyor musunuz? - Bu devlette köklü bir zihniyet değişikliği olmadan Kürt so-
rununun demokratik müzakere yöntemi ile, siyasal yöntem ile
çözülmesi mümkün değil. Bu netleşti. Uzun süren görüşmelerin
bir türlü ilerlememesi, müzakereye evrilememesi Türk devleti-
nin bir çözüm yaklaşımı olmadığını ortaya koyuyordu. Mesela
Oslo süreci öyledir, 2015’e kadar sürdü. 2013’ten 2015’e kadar
İmralı ile düzenli bir diyalog süreci vardı. HDP heyeti devredeydi.
Önderlik ile bir taraf gibi görüşüyorlardı. Sonuçları bize geliy-
ordu, görüşler geliyordu. Fakat süreç bir türlü müzakere aşama-
sına gelmedi. Müzakereye evrilmedi. - Neden? Bu süreç için ‘müzakere ve çözüm süreci’ deniliy-
ordu... - Çözümün olmaması devletin zihniyetidir. Devletin
zihniyetinde, Kürt sorununa dönük politikasında köklü bir
değişiklik yoktur. İnkar, imha zihniyeti aşılmış değil. Tekçi
zihniyet aşılmış değil, ulus devletçi tek millet, tek bayrak, tek
vatan, tek dil, tek din zihniyeti aşılmış değil. Tekçidir,
milliyetçidir, mezhepçidir, ırkçıdır, cinsiyetçidir. Dolayısıyla
karakteri faşisttir ve ırkçıdır. Irkçı ve faşist olan bir zihniyet, bir
devlet zihniyeti Kürt sorunu gibi köklü bir sorunu, yüzyıllık bir
sorunu demokratik yöntemlerle, siyasi yöntemlerle çözemez.
Çözmesi için bu zihniyetin demokratik olması lazım. Bu kadar
tekçi ve inkarcı, ırkçı olan bir zihniyet doğal olarak bu süreçleri
ilerletemez. Bu süreçleri geliştirmesinin nedeni de siyasidir,
taktikseldir. Bu ortaya çıktı. Yani AKP’nin de diğer
hükümetlerden, iktidarlardan farkı yok. AKP Türk ulus devlet
sisteminin, zihniyetinin en yoğunlaşmış ifadesidir. En
2005-2015 Türkiye-PKK görüşmeleri