akış ve değişme içinde yakalıyabildiği bir anı
tesbit ederek ebedileştiren kişidir. Bu
sebeple ressam Whistler portresini yaptığı
Montesquieu'ya:
"Bana bir defa bakınız, artık ebediyen
bakarsınız" diyordu. İlim hayata tatbik için
aranan bir çabadır. Sanatta hayata değil
Allah'a bağlılık, güzel'e bağlılık vardır. Gök
kuşağı ilim bakımından su zerreleri ve ışık
oyunundan ibarettir. Sanatkar için başka
hayaller taşır. Bu sebepledir ki gökkuşağını
ilim bakımından izah eden Newton'a İngiliz
şairi John Keats lanet etmektedir.
Umumiyetle sanatın tabiatı taklit ettiği
sanılır. Ne aldanış! Tabiat sanatı taklit eder.
Güzel bir manzara gördüğümüz vakit : "Ne
güzel, resim gibi..." deriz. Dorian Gray' in
portresini yapan ressam "Ressamlar
tablolarında Thames Nehrini sisli olarak
gösterdikleri zamandan beri Thames
Nehrinde sis vardır" demektedir.
Peki sanatla aşkın ilişkisi? Aşkı kaldı-rınız,
sanat yoktur. Buna mukabil sanatı kaldırınız,
aşk bayağılaşır. Goethe 74 yaşında iken 19