kuvvet yani jurnalcilik bir de koyu softa
zihniyeti vardı. Abdülhamid yıkıldı, fakat
jurnalcilik ve koyu softalık galiba pusuya
yatmış olacak ki Fikret aleyhine yazılarda
ikisi de hissediliyor.
Fikrete, «Tarihi Kadîm» şiirinden dolayı tariz
edenler akıllarınca onu Müslüman
cemaatine jurnal ediyorlardı. Fakat Fikret
Allahı inkâr etmedi. Yalnız softaların yarat-
tığı kanlı, kinci, insanları birbirini boğazla-
mağa sevkeden bir ilâh mefhumunu yıkmak
istedi, yoksa «Ulvî ve münezzeh, kutsî ve
muallâ» bir kudrete ömrünün sonuna kadar
inandı; ve o kudretin vicdanına emrettiği
doğruluk, cesaret, ahlâk kaidelerinden hiç
ayrılmadı. Vatanını çok sevdi. Vatanı mede-
niyetin en ileri bir nümunesi gibi, vatandaş-
larını ahlâk ve medenî cesaret itibarile en
yüksek seviyede görmek istedi. Yeni
edebiyatta tek olan «Hanı Yağma» gibi bir
şiiri yazmış olması da Fikretin medenî
cesaretinin derecesini gösterir.
Fikrete bir taraftan dinsiz diye hücum
edenler bir taraftan da protestan misyo-
nerlerinin adamı diye hücum ediyor. Bu