"Evvelâ planını hazırlardı. Plan üzerinde
fazla tevakkuf ederdi... Planını hazırladıktan
sonra, eline avuç içi kadar bir kâğıt alır,
şiirini ona karalamaya başlardı. Şiiri o kadar
kolay yazamazdı, çünkü müşkilpesentti. O
minik kâğıt üzerine döktüğü mısra’lar, keli-
meler üstâdın elinden neler çekmezdi. Çok
vakit mısra’ları, beyitleri kâğıtcığına tam
olarak yazardı. Fakat kelimeler üzerindeki
tevakkufu fazlaca idi.
İşte su gibi okuduğumuz, ruhumuza kana
kana, doya doya sindirdiğimiz o yedi ciltlik
ve altıbin bu kadar beyitlik Safahat hep o
minik kâğıtlardan meydana gelmiştir.
Rahmetlinin şiirlerindeki selâset, tabiiyyet
ve samimiyyetle o şiirlerin yazılışındaki bu
zorluğu tezat şeklinde görenler bulunabilir.
Fakat hakikat dediğim gibidir ve o akkın ve
güzel şiirler, Âkif’in hayatını yıpratan,
mevcudiyyetini sarsan böyle büyük büyük
emeklerden doğmuştur."