Ba'zı mısra’ları tamâmen tayyetmiş, kitabına
yeni yeni mısra’lar, beyitler eklemiştir."
Rahmetli Hasan Basri Çantay’ın bu
söylediklerini gördükten sonra, Mehmet
Âkif’in manzumelerinde 1908’den beri
güngünden hız alan dil sadeleşmesinin
tesirini görmenin yanında, onun şiirleri
üzerindeki titizliğini düşünmek, daha
doğrudur gibi geliyor. Netekim Arapça ve
Farsça kelime ve terkipleri değiştirip yerine
Türkçelerini koyduğunu anlatmak için
verilen tanıklar arasında buna aykırı
düşenler vardır.
"Şüpheler doğrusu gittikçe terakki ediyor"
mısraını "şüpheler doğrusu teeyyüd ediyor"
şekline; "cevelanına" kelimesini "pervâzına"
diye değiştirmesi; "aşiyan-ı gamgin" yerine
"Aşiyan-ı perişan" değiştirmeleri de böyledir.
Ben, bunları sadeleşme değil, daha ziyade
ifadenin Türkçeye daha yatkın olmasını
arama diye alıyorum. Yazarın karşılaştırdığı