Fakültesinde Türkçe Profesörlüğü yapan
Âkif, 1936 yılında hastalanarak yurda döndü.
İstanbul'da yakalandığı siroz hastalığıyla
ilgili ciddi bir tedavi gören şair ne yazık ki bu
hastalığa yenik düşerek 27 Aralık 1936 tari-
hinde yaşama veda etti ve ertesi gün Edirne-
kapı Şehitliği'ne defnedildi.
Mehmet Âkif Ersoy'u fikir adamı ve edebi-
yatçı olarak iki ayrı başlıkta incelemek
gerekir. Fikir adamı Âkif'in kafasını meşgul
eden iki büyük konu vardır: milleti ve İsla-
miyet. Onun hayatta bütün gayesi özgür,
bağımsız, müreffeh ve geleceğinden emin;
aynı zamanda vicdanı mamur, ahlakı sağlam
ve imanı bütün bir Türk milletidir. Ona göre
İslam dininde cehaletin, tembelliğin, neme-
lazımcılığın, taassubun, batıl inançların yeri
yoktur. Kur'anı Kerim' in ölüler ya da gele-
cekten haber almak isteyenler için olma-
dığını şöyle anlatır:
8