Lirik Ölüm
Atının üstünde salına salına gezen şehzade
Yüzünden ötesi ormanlar kıralı.
Geziyor kınalı gecekondular arasında
Dudakları her kelimenin soyut anlamı.
Kösnül bir gece çok fena ibrişim balkonlu
Akıl almaz iş
Gözleri genç Werther
Ağzında lacivert bakışlı bulutlar.
Neyin olsaydım senin sesli öpüşmelerin mi keşke
Sesin zaten valide sultan
Dokuz ayrı sonu var benim masalımın
Adam kadınlar ve çocuklar
Bir de aşk ve şiir.
Nasıl anımsayamadın
Birbirimize hiç erken gelemediğimizi
Zoruna gitmeye başladığını birbirimiz için varlığımızın
Sadece seni düşündüğümü zindanlarda
Sadece sesindeki bakışlarımı
Adsız kapılardan benzer çıkışlarımızı
Nasıl anımsayamadın
Sebepsiz yere bizden bıktığımızı.
Sen kuşlarını atlara yükleyen dolunay
Sen morarmış dili yaşamın
Sen türkülerle göklere tüten kadın
Ve sen bütün kafesleri yücelten ölüm perisi.
Valide sultanların anımsayamadığın masallarında ay ışıkları içinde
Söylese de atların diliyle türkülerini şehzadeler ve kuşlar
Akabilir yine de yitirilmiş ırmaklar gibi sular
İşte o akışla donanır güneşin sonsuz ışığı
lirik ölüm.
m. muhlis