şeyleri doğal şeylerin tanrısından istemek demek, o tanrının hırsızlık yapmasını
istemek demektir, çünkü o, bunları mülkiyetinde bulunduran insandan gasp
ederek başkasına verebilir.
KURAN’DA ZİHİNSELLİK
Kuran’ın, çağdaş zihinsel din tanımına uyumlu olup olmadığını tespit etmeye
çalışacağız. Bu tespitte felsefenin çeşitli disiplinlerini ve metotlarını kullanacağız.
“Tümel karakterini tanımaksızın, Kuran’ın tikel konseptlerini ortaya
koymak imkânsızdır.”
Nominalizm/Kavramcılık
Tanrının İsminin Önemsizliği
Kuran, Allah’ın isimlerinin önemsiz olduklarını söyler: “De ki: “(Rabbinizi) ister
Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın,
nihayet en güzel isimler O’nundur.” İsra, 110. “Allah, kendisinden başka hiçbir
ilah bulunmayandır. En güzel isimler onundur.” Taha, 8. İsimleri önemsiz
görmesi, nominalliği ve imgeselliği yadsıdığını gösterir. Nominal olduklarından
isimlerin ne oldukları değil, Allah’ı zihinsel-değersel işlem olan yüceltmek
önemlidir: “O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler
Onundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, güç sahibidir,
hüküm ve hikmet sahibidir.” Haşr, 24. Kuran’a göre önemli olan şey, tanrının
ismi değil, güzelliktir.
Kuran, Tanrı’nın isimlerinin önemsizliğini söylemekle, nominalist ya da adcı değil,
kavramcı olduğunu gösterir. Nominalizm; gerçek saymayıp isimleri birer addan
ibaret bulan öğretidir. İsimler sadece birer sözden ibarettir ve gerçek değillerdir
ve bir varlığın gerçekliğini ifade etmezler. İsimler, insanların, yakıştırdıkları
seslerden ibaret birer addır. Ve hiçbir gerçeklikleri yoktur. Adlandırma, aynı
zamanda Tanrı’yı nesneleştirmedir. Adcılığın zıddı konseptüalizm yani
kavramcılıktır. Kavramcılık; varlığı sadece onun özlerini ifade eden kavramlardan
ibaret görür. Kavramların genel düşüncelerden ibaret olduğunu düşünür. Kavram,
zihinde vardır. Kavramak ancak zihinsel işlemle mümkündür. Kuran’ın, tanrı
kavramını düşüncelerden ibaret ve zihinde var gördüğünden kavramcı zihniyete
sahip olduğu görülür. Dolayısıyla Kuran’a göre Tanrı, fikirden ibarettir. Çünkü
tanrının, isimsel değil, düşüncelerden ibaret kavramsal algılanabileceği gerçeğinin
farkındadır.
“Kuran için önemli ve değişmez olan şey, Tanrı’nın kavramsal olarak
varlığıdır. Tanrı’nın, kavramsallık dışındaki her türlü betimlenme
teferruattır ve önemsizdir.”
Simgecilik, Sembolizm ve Realizm
Kıblenin Önemsizliği
Kuran, fiziksel sembolik kıbleyi önemsizleştirir: “Doğu da, Batı da Allah’ındır.
Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfü geniş olandır,
bilendir.” Bakara, 115. Bu ayetle, Allah’ın mekânsal simgeleştirilmesine karşı
olduğu görülür. “Bir takım kendini bilmez insanlar, “Müslümanları
yönelmekte oldukları kıbleden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu
da, Batı da Allah’ındır. Allah dilediği kimseyi doğru yola iletir.” Bakara,