Microsoft Word - PROF. DR. NÄ°YAZÄ° KAHVECÄ° FELSEFE MAKALELERÄ°.docx

(Arzum) #1

Sürekli geçiyor, bağrımı delerek.


Cennete giden havaalanına,
Yerleştirildiğinde uçmak için pistine,
Sandukanı gördüğümüzde,
İşte o an şahit olduk kıyametimizin koptuğuna.


Haykırıyordu baban, ağlamadan, metanetle,
Ben de hazırım şehit olmaya,
Annen, dünyaya ilan ediyordu,
Ben şehit anasıyım, ağlamayacağım,
Veririm dört oğlumu daha.


Eşin, konuşamıyordu, amma,
Oğlun, bayrağı devralmıştı bile,
Seni uğurlamaya gelen binlerce milletdaşınla,
Seni vermek, yolcu etmek istemedik,
Al bayraklı tahtını başucumuzda ebediyen ağırlamak istedik.


Sen, şimdi dönülmez yerdesin,
Peygamberler, şehitler mertebesindesin,
İçinden ırmaklar akan bahçeler içindesin,
Bin bir çeşit nimet!


Bir zamanlar seni bastığım bağrımda.
Seni sıkıca sardığım kucağımda,
Şimdi senin hicranın, özlemin,
Gün geçtikçe, derinleştikçe derinleşiyor.


Şimdi senin yavrun var, senin yerine,
Onunla senin özlemini gidereceğim,
Şimdi de teskere günü sayacağım,
Ta ki, Cennet-i Ala’da,
Sana kavuşana kadar.


Sana kavuşana kadar,
Yaşayacağız amma,
Acılarımızı, sızılarımızı içimize gömerek,
Amma bize yaşamak haram.


Sen gideli oğlum!
Baban! O bir gazi şimdi, yatağa düştü,
Ya ahırdaki kuzun!
Ağlamaktan gözleri kan çanağına döndü.


Kaydedilmiştin bir kere Levh-i Mahfuz’da,
Müjdelenmiştin bir kere Gabar veya Cudi Dağı’nda,
Şimdi de Afrin’de, Burseya Dağı’nda,
Bekle! Yine geliyoruz yemin törenine, bu kez Arasat’ta,
Nasıl geldiysek ilk yeminine Alay meydanında;
Edirne’de, Kars’ta.

Free download pdf