Dogma Skolastikliği
Diyanet, önce kendi toplumunun çağı yakalamasına katkı yapmalıdır. Fakat
Diyanet bunu yapamadığı için toplumu geri götürmede katkı yapmaktadır.
Şimdiki haliyle Diyanet, bin yıl önce üretilmiş olan ve uydurulan “değişmez”
engeli nedeniyle arkaik dini fikir ve bilgileri satıyor, dogmaların skolastik
uygulamasını yapıyor.
“Diyanet, şu anda bilimsel olarak kendini belirleme gücüne sahip özerk
bir varlık değildir.”
Çelişkili Tanrı
“Bir de, kolaylığı tercih eden ve gelişim zorluğundan kaçan donuk ve statik
kafalar tarafından “din değişmez” diye bir mantıksal safsata üretildi. Eğer Tanrı,
insana gelişme özelliği verdiyse ve hakikaten de değişiyorsa, gönderdiği dinin
değişmesini istememesi iddiası, Tanrı’ya atfedilen bir mantıksal safsatadır.
Tanrı’yı çelişkide olan biri olarak göstermektir.”
“Diyanetin bugün tek yaptığı iş, ezan ve sala adı altında ilkel insanın
iletişim biçimi olan “aaaa” ve “eeeee” şeklinde ulusal çapta ortalıkta ulu
orta bağırmaktır.”
İSLAM LİDERLİĞİ
Diyanet’in Görevleri
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB)’nın, 633 sayılı kanuna göre görevleri şunlardır:
Madde 1- İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek,
din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmektir. Onun
görevleri, Devletin kurucu felsefesi olan laiklik ilkesi doğrultusunda, kendi
toplumunun din işlerini yürütmektir. Yani ulusal görevleri olan, uluslararası
görevleri olmayan bir kuruluştur.
Uluslararası İslamcılık
Türkiye, Diyaneti kullanarak uluslararası İslamcılığa soyunmakla İslam ülkelerinin
lideri olmayı amaçlıyordur. Bu liderlik mümkün değildir. Türkiye, bir fantazisini
tatmin etmek yolunda sadece bol para harcar, hiçbir sonuç alamaz. Buna birkaç
neden sıralanabilir.
Birinci nedeni, İslam ülkeleri Türkiye’nin İslam alimlerine değer vermiyor, onları
beğenmiyor. Türkiye’nin DİB Başkanı, İslam dünyasında ilmi değeri olan bir İslam
alimi olarak görülmüyor, çünkü oradaki gibi İslam’ın kaynaklarına bütüncül
vukufiyeti yoktur. Dünya entelektüel, felsefe ve bilim piyasasında hiçbir değeri
yoktur, çünkü bu alanlarda bir eser ürünü bulunmuyor. Üstelik bu alanların ne
tarihteki ne de çağdaş düzeylerini biliyor.
Ayrıca İslam dünyası, düşünme konusunda Türkiye’deki İlahiyatlardan ve DİB
Başkanından ileridedir. Bu nedenle Türkiye’den İslam konusunda hiçbir bilgi
almıyorlar. Diyanet, İslam dünyasının sadece miskin avam tabakasına hitap
edebilir. Fakat bu hitap da dinsel bilgi vermek şeklide olmaz. Bu tabakanın
Türkiye’den almak istediği tek şey, asalak yaşamak için Türkiye’ni parasıdır. Boş
işler. İkinci nedeni, artık dünyada ülkeler ya da toplumların liderliği kavramı
yoktur. Üçüncü nedeni, Türkler, Araplar tarafından İslam’ın yabancısı ve
sonradan sığınmacısı görülmektedirler. İslam’ın sahipliği Araplarındır. Araplar bu
sahipliği yabancıya bırakmazlar. Türklerin, yabancı oldukları bir dildeki dinin
sahibi zaten olamazlar.