Tarih gün gün yazıyor bir liderin karnında ki
isyanı
Bir askerin yarasından damlıyor meşe ağacının
yaprakları
Çikolatanın tadını merak ediyor kahve üreten
amazon çocukları
Her şeyin yok olduğu sabahta,
tüm tekerrür kırıldı ve bir çocuk doğdu
Küçük bir Meksika köyünde
Yağlı udun telleri dişlerinde çalarken pazarbaşı
ustasının
Her gece Karısının gözyaşlarına
Oğullarını gömüyorlardı
Bir gece oğulları gözyaşlarını yıldızlardan ayık-
ladı
Ve New York'un kör yollarını, göçmen aksa-
ğını ve Kudüs tesbihiyle turladı
tesbih iyi biliyordu kendini yıpratmayı,
Çok erken yaşta pazarlamaya başladı dinin en
sadıklarını
Yaşlandığını hissettiğinde sokuldu kafası du-
manlı sahte keşişlerle,
Meşe ağacının yaprakları
Bir köye uğramıştı oğlan tekrardan
sevdiği oğlanı görebilmek için
Kapının eşiğinde içiyorken piposunu
Yaklaştı nefesi sarı saçlı Teksas valisinin.
boynuna
Belki bir rüya ,
Belki rüyadan daha gerçek bir hata yapıyordu
oğlan
İlerledi...
Kum tepesinde yaşlı bekçiyi gördü
Uzaya ulaşan hayalleri vardı
Hayallerinden yeryüzünü koruyordu
Sonra kendini Sake'nin dibinde buldu
Hiçbir şeyi kalmamıştı fakat hayallerini asla bı-
rakmamıştı
Oğlan adım adım yaklaştı bekçinin hayallerine
ve aynı yaştaki tütüne nefesini uzattı
Çelik gibi sihirli aletiyle erkekliğini saçtı
Beraber sırtüstü uzandılar,
Aşık olduğu sahneleri anlattı gençliği
Amerikan gecelerine benzerdi hepsi,
Bir anda başlar ve bir anda ölürdü
Sessiz
Uslu bir devrimin isli perdesi gibi
Oğlan, umursamadan bileklerini kesip
kendini kayalıkların arasında terk etti
- Uzaktan izliyordu yaşlı bekçi ve yaşıt tütünü
Umarsızca birbirlerini tatmin ediyorlar,
Sanki birbirlerinin gerçekliği oluyorlardı-
Hiçbir şey gelişemeden göçüp gitti oğlan,
Kimse onu hatırlamadı
Adını anımsayıp, mezar için uğraşmadı köyü-
nün papazı
Ve ben de en güzel aşkımı bir sandıkla göm-
düm oğlanın yüreğine
Her şeyimle gitti
Çünkü oğlan tamamlamıştı yorgun gözlerinin
arayışını
O artık,
Küçük Dünyanın
Büyük haritasını takip ediyor
Ve hasretinizi gidermek için tekrardan du-
manını
Yüzümüze üflüyor.