Yeni Vizyon Fanzin 6. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

sefer de bir Britanya subayıyla sorun yaşayan Gandi’nin bu işi de istediği gibi olmadı.
1893’te ise şansını başka bir yerde, Güney Afrika’daki Natal’da denemeye karar verdi. Bu deneme, bir tanıdık üze-
rinden Güney Afrikada’ki bir şirketin Hintli avukat aramasını öğrenmesiyle başladı. Burada ayrımcılığın gerçek
yüzü ile tanıştı. Güney Afrika’ya vardığında beyaz olmayanların 2. sınıf bir vatandaş olduğu bir dünyayla karşı
karşıyaydı. İlk önce yolculuk esnasında yerini bir beyaza vermediği için trenden atıldı. Bunun üzerine yoluna at
arabasıyla devam etmeye karar verdi. Bu sefer de at arabasının sürücüsü, tekerleğin üstünde yolculuk yapmasını
söyledi. Çünkü araba sürücüsü Gandi’nin yerine Avrupalı bir yolcuya yer açma derdindeydi. Gandi elbette ki bunu
kabul etmedi ve araba sürücüsü tarafından hakaret ve şiddete maruz kaldı. Güney Afrika’da çeşitli zorluklarla kar-
şılaştı. Yolculuğu esnasında beyaz olmadığı için bazı oteller barınmasına izin vermedi. Sarığı ile avukatlık yapılma-
sına izin verilmedi, kaldırımlar sadece beyazların kullanımına açıktı, Hintliler mülk sahibi olamıyordu ve özel izin
almadan da gece dışarı çıkmaları yasaktı. İşte tüm bu yaşadıkları hayatının dönüm noktası oldu. Burada geçirdiği
zaman boyunca da Hintlileri hakları konusunda bilgilendirmeye çalıştı. Aslında Gandi, Güney Afrika’ya sadece 1
yıl için gelmişti. Hatta çalıştığı şirketle 1 yıllık kontrat imzalamıştı. Fakat Hindistanlılara karşı yeni yasa tasarılarını
öğrenince burada kalıp onlarla mücadele etmeye karar verdi.
Hintlilerin yaşadığı haksızlıklara karşı çıkabilmek için çok çabaladı Gandi. 1894 yılında ‘Natal Hint Kongre’sini
kurarak tüm Hintlileri bu çatı altında topladı. Gandi, İngiltere Hintlilerin hem hakları hem de vazifeleriyle eşit
görülmesi gereken beyaz yurttaşlardan hiçbir farklarının olmadığını anlatmak amacıyla İngiltere ve Avrupa yer-
leşimcileri arasında çıkan Boar Savaşı’nda İngiltere’ye destek olmak için 1.100 gönüllü Hintliden oluşan bir sedye
grubu kurdu ve aynı şekilde İngilizlerin siyahi Zula kabilesini bastırmak için yine gönüllü toplayarak savaşa destek
olmalarını sağladı. İngilizler bu savaştan zaferle çıkmasına rağmen Hintlilerin durumunda hiçbir değişme olmadı.
1906 yılında Hintlileri zorla kayıt altına almaya yönelik bir yasa kabul edildi. Gandi, elbette ki bu yasayla mücade-
le etti. Kayıt kartlarını yırtıp atma, kayıt olmayı reddetme, başkaldırısında aç kalma gibi eylemlerde bulundu. Tüm
bu eylemler 7 yıl sürdü. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama bu eylemlerin hiç birinde en ufak bir şiddet unsuru
bulunmuyor. Çünkü Gandizm’de şiddetin her türlüsü yasak kabul edilmişti. Gandizm’in temelleri her zaman şid-
detsizlik üzerine kuruldu. Gandi yaşadığı tüm şiddetlere tüm ayrımcılığa rağmen, tek bir damla bile kan dökme-
den halkını bağımsızlığa götürmüş olan bir lider. Fakat şiddete hiç maruz kalmamış, günümüzde her şeyi şiddetle
çözmeye çalışan çok insan var. Ama unutulmaması gereken bir şey var. “Sıkılmış bir yumrukla hiçbir zaman el
sıkışamazsınız.”
Aynı yıl İngilizlerin ağır vergilerine karşı yerliler ayaklandı ve bu ayaklanmayla Zulu Savaşı başladı. Gandi, bu
savaşa Hintlileri asker olarak sokarsa vatandaşlık kazanabileceklerini düşündü ve Yönetimi ikna etmeye çalıştı.
Fakat askere alma yönetimi Hintlileri aşağıladı. Bunu gören Gandi daha sonra buna karşı çıkılması için çalışmaya
başladı. 1915 yılında ülkesine dönüp, ‘Hindistan Bağımsız Kongresi’ne katıldı.
1918 yılında ise yoksulluk için mücadele etti. Britanyalılar, aşırı yoksul, sağlıksız ve ümidini kesmiş olarak yaşayan
köylülere ağır vergiler bağlamıştı. Gandi ilk olarak yol arkadaşlarıyla birlikte bu köylülerin durumunu araştırıp,
köylülerin durumunu kayıt altına aldı. Daha sonra da Çamparan’da aşram kurdu. Bilmeyenler için hemen söyle-
yeyim; aşram aslında bir yaşam alanı demek. İnsanların inzivaya çekildiği ve yoksullara yiyecek, sağlık ve eğitim
hizmetlerinin verildiği bir merkez. Sanskritçe bir isim ve ormanlık alanlarda, huzurlu bir yaşam sürmeye imkan
yaratan yapılar olarak ifade ediliyor. Varlığı ise milattan önce 4000 yılına kadar uzanıyor. Gandi kendi ve Hintli
gönüllülerle birlikte aşram kurduktan sonra ağır vergilere maruz kalmış yoksul köylülerinde burada yaşamalarını
sağladı. Burada yeni okul ve hastane yapılmasını sağlayarak birçok insanın sevgisini kazandı. Bir süre sonra huzur-
suzluk çıkardığı nedeniyle tutuklandı. Gandi’nin tutuklandığını gören halk elbette tepkisiz kalmadı. Yüz binlerce
insan karakol ve hapishane önlerine dökülerek Gandi’nin serbest bırakılması için protestolar düzenledi. Yapılan
eylemler amacına ulaşmıştı ve Gandi yeniden özgürdü... Gandi cezaevinden çıkınca aklında olan tek şey yoksul
köylüler için müzakere yapmaktı. Müzakereleri yaptı ve başarıya ulaştı. Gandi’ye “Mahatma” (Yüce ruh) ve “Baqu”
(Baba) unvanları da bu yıllarda verildi.
Yıl 1921 Aralık ayını gösterdiğinde Gandi Hindistan Ulusal Kongresinin başına getirildi. Bu aşamada yaptığı ilk iş
Britanya mallarını boykot etmek oldu. Kocaman bir ateş yakıldı ve İngiliz marka kıyafetler cayır cayır yandı. Hint
halkına “swadeshi” ilkesini benimsetti. Yani artık kendi mallarını üreterek, yabancı malları kullanmayacaklardı.
Herkes “khadi” adı verilen Hint kumaşını üretmeye başladı. “Swadeshi” ilkesi hemen hemen her alanda kullanıldı.
Hatta bu ilkenin yüzünden en sonunda çok şiddetli bir çatışma çıktı. İşin içine şiddet girince de Gandi “swadeshi”
ilkesine hemen son verdi. Çünkü şimdiye kadar yaptığı tüm çabalarının boşa gideceğinden endişelendi. Gandi bir
süre sessiz kaldıktan sonra Aralık ayının 1928 yılında Hint Ulusal Kongresi’ne bir karar kabul ettirdi. İngilizler

Free download pdf