Yeni Vizyon Fanzin 8. Sayı

(Yeni Vizyon Fanzin) #1

SENİ DEĞİL DÜNYAYI AFFETTİM


Emre Eren ALPTEKİN


Kasım’ın beşiydi. Yerde çiğnenmekten suya dönmüş cıvık bir kar ve ağzımda ince
bir buhar ile cenaze evine geldim. Ağırca bir selam verdikten sonra Nebahat ablaya
gözüktüm.


Abla derdim ona, başka türlüsü bana yabancı gelirdi. Yirmi yıl önce yaşadığın bir
yere tekrar gelip çektiğin yabancılık gibiydi bu. Tuhaf, yirmi yıl sonra tekrar gel-
miştim. Yoksul bir aileydik ama Babam dişini tırnağına takıp sürekli bize güzel bir
hayat sunmaya çalışırdı. Annemse bir yolculuk dönüşünde kaza yaparak hayata veda
etmişti.


Bir gün babam, rüyasında annemi gördüğünü ve kendini yanına çağırdığını dile ge-
tirdi. Biz her ne kadar üzülsek de ona belli etmedik. Yaklaşık 1 hafta sonra da Babam
Anneme kavuşmuştu. (Ölümü, yüksek doz uyuşturucu alıp kalp krizi geçirmesi ile
gerçekleşti. Elbette ki bunu bile isteye Anneme kavuşmak için yapmıştı.)
Bir süre kendi halimizde kavrulduktan sonra abimle yengem bir karar aldığını ve
başka eve taşınmaya karar verdiğini açıkladı. Benim de onlarla gelmemi istiyorlardı.
Taşındık.


Bir başımıza kaldığımız günlerde her işime koşturan yengemi, o zamanlar abla belle-
miştim.
Bir akşam küçük ve sade evimizde otururken abim elinde bir çanta ile apar topar eve
gelmişti.
Bana ve ablama ‘’Hazırlanın, bu sefaletten, yoksulluktan, bu boktan dünyadan kurtu-
luyoruz.’’ dedi.


Ne olduğunu anlamadan bizi aldı ve lüks bir otele getirdi. Biz meraklar içinde abime
sorular soruyor, abim ise ‘’amma uzattınız yahu, üzümünü yiyin bağını sormayın’’
diye bizi geçiştiriyordu.
Sabaha karşı erken uyanmış ve bir duş almıştım. Aynanın karşısına geçtiğimde gö-
züm aynada yansıyan telefona takılmıştı. Abimin telefonu. Çalıyordu ama titreşimde
olduğu için abim duymuyor, rüyalarında eğlenmeye devam ediyordu. Telefonu elime
aldım. Arayan aramayı bırakmış, arkasında 12 mesaj ve 9 cevapsız çağrıya imza
atmıştı. Mesajları okuduğumda bazıları abimi ikna etmeye yönelik, bazıları ise sözlü
tehdit içerikliydi. Tam telefonu bırakmaya yönelmiştim ki bir mesaj daha geldi. Bu
mesaj, abimle arama yirmi yılı koyan mesajdı. Mesaj, abimin uzun süredir geniş çaplı
bir uyuşturucu satıcısı olduğunu vurguluyordu. Kalben yığılmış, bedenen odanın
köşesine çökmüştüm. Uzun süre orada öyle kalmıştım.


Abim uyandığında beni ve elimdeki telefonunu gördü.
Yavaşça yanıma eğildi ‘’Öğrendin mi?’’ dedi. Nefret eder gibi kafamı yukarı aşağı
sallayıp onayladım.
‘’Yengen bilmesin olur mu?’’ dedi. ‘’Siktir lan’’ deyip bir tokat patlatamadım. Acizce
sustum ve kafa sallamakla yetindim. Bir kaç saat sonra kendimi topladım ve tabii eş-
yalarımı da. Her gün abimi görüp bu gerçekle yaşayamazdım. Yengemle vedalaştım,
sıkıca sarıldım ona bir daha göremeyeceğim düşüncesiyle. Abimle vedalaşmadım.
Gözlerinin derinliklerine bakarak kapıdan çıktım.
Arkamdan koştu ve kolumdan tuttu, cebime biraz para sıkıştırmak için elini uzattı.
‘’İstemem!’’ der gibi elimi sertçe havaya kaldırdım ve uzaklaştım. O günden sonra
hiç görüşmedik. Ta ki yirmi yıl sonra cenazesine gelene kadar.

Free download pdf