Hırçın Değildir
haylaz bir tabiat tutuyorum çıplak ellerimle
unutmamam gereken şeyler tabancanın emniyetinde kazılı
dürtüsü korkudan hıçkırmaktır bazı şeyleri anmanın
tabiri günahla yatmak
zahir bir mevsimi saklamaktır artık
senin avluna uzaktan bakmak
beni tuttuğun yere bırak
beni, yere bırak
hiçbir sonsuz hırçın değildir tatlım ve asla unutmayandır gerçek kıyamet
cesaretle çekiliyor deniz içten içe nereye gidecekse artık
her seferinde korkuyla patlıyor toprak
ürpermek ve kuşkusuz her cinayet
bir nevi teslim olmaktır da inan
ertele ve terk et beni
ertele ve sonra
ve sonra
mazgallar kusuyorum vinç tepelerinden
uzaydan uzaya çakılıyor hiç büyümeyecek olan çocuklarım
cennete şahsiyetsiz kadınlar
aşağılık adamlar ve kabahatli ihtiyarlar pazarlıyorum bu şiirle
alt çenesine
kendi parmaklarımla
takıyorum çengelini
üstündeyken
dört nala koşturduğum
bir atın
kafamızdaki masalların kerhanelerden topluyoruz sülalesini
misafirleri öldürüyoruz oturma odasında
mutfakta akrabalar kuruşuna dizilmiş öylece
kapının önünde bizle tanışmak isteyen ölüler bekliyor parçalanmayı
kafamız bir acayip karışık
kafamız başka dünyaların ilahı
kafamız unutkan şeytanların tapınağı
bir daha asla onların ağladığını göremeyeceksiniz
çünkü hepsinin kemikleri başka yerde
gözyaşları başka yerde olacak
Aykut Akgül