Kuran Kıssalarından Ne Anlamalıyız

(Arzum) #1

MENQIBE kelimesinin kök anlamı da “bir şeyi delmek/halka önderlik
etmek” manasında... Delik, yarık (neqb), önderlik etmek (neqabe), kadın
peçe giymek (tenaqqub), daracık yol, sokak, övülecek şey (menqabe),
peçe (niqâb), yüzbaşı, kavmin efendisi, topluluğun önderi (naqîb)
kelimeleri de bu kökten... Demek ki Türkçe’de menkibe (çoğ. menâkib)
kahramanlık destanı dediğimiz şeye tekabül ediyor. Fransızca’daki epique
(epik) ile aynı anlamda... Şu halde Arabın zihninde bunları çağrıştırdığına
göremenkıbe, eski çağlarda yaşamış kimi halk önderlerini övmek,
yüceltmek ve onlara destan yazmak manasında abartı ve yüceltiyi ifade
ediyor. Öyleki bu abartı, tarihte yaşamış o önderi (naqîb) kadının yüzünü
örten peçe (niqâb) gibi örter, tanınmaz hale getirerek gizeme büründürür
ve gerçek hayattan kopararak bir masal kahramanı haline getirir. Menkibe
de bu oluyor.


QISSA kelimesinin kökü de “kesmek, kırpmak, takip etmek, aynılık,
denklik” demek... Türkçe’ye de geçen kıssa, kısas, makas, takas kelimeleri
de bu kökten... Arap anlatıya qıssa demiş; çünkü anlatı, hikâye edilen
hâdiseye adeta denktir. Kıssalar da geçmiş insanların ve olayların izini
sürerler ve haberlerini sözdeki dengiyle aktarırlar. Bir anlatının kıssa
olabilmesi için izini sürmeye ve yazıya layık bir değere sahip olması
gerekir (Elmalılı)...Keza İki tarafı birbirine denk olan kesme ve kırpma
âletine demaqas denmiş. Trampa veya becayiş de denilen bir şeyin
dengiyle değiş tokuş edilmesine de taqas denilmiş; çünkü takasta
değiştirilen şeyler birbirine denk olur. Suçun izini sürme, suça denk bir
caydırıcı ceza vermeye de qısas denilmiş; çünkü qısas da suçun cezadaki
dengi ve karşılığıdır...
Şu halde kıssaya, ele aldığı tarihî kişi ve olaylar uydurma bir masal
olmadığı için esâtir, abartı katıp gerçeklikten koparmadığı için menkıbe,
öte yandan yer ve zaman belirtmediği için de tarih diyemiyoruz.
Bilakis ele aldığı tarihî kişi ve olayları öykülendirdiği, canlandırdığı, adeta
yeniden filme aldığı, dahası tarihî kişi ve olaylar üzerinden evrensel
mesajlar vermek istediği için kıssa diyoruz. Çünkü sonraki çağlarda bu tür
olayların “denkleri ve benzerleri” olmaya devam edecektir.
Bugün için söyleyecek olursak esâtir masal, menkibe kahramanlık destanı,
kıssa da (edebiyatta) yaşanmış bir olayın romanlaştırılması veya
öykülendirilmesi, (sinemada) tarihi film veya dizilerdeki canlandırma gibi
oluyor.
Demek ki kıssa, ele alınan tarihsel kişi ve olayın anlatı olarak (retoriksel)
karşılığı veya dengi oluyor. Yani kıssa esatir, menkibe veya tarih değildir.
Esâtir, kıssayla alakası olmayan büsbütün uydurma, menkibe uçurulmuş,
abartılmış hali, tarih de kıssanın malzemesi; mesajı değil...
Sonuç olarak Kur’an’ın, esâtir, menkibe veya tarih değil; “kıssa” anlattığı
sonucuna varıyoruz.


Şimdi...
Gelelim Zülkarneyn “kıssa”sına...

Free download pdf