bozkurt, sarı kanarya, kara kartal, şahin, doğan, arslan, kaplan, panter
gibi!)
“Hüdhüd ile konuşmak”: Hz. Süleyman kıssasında geçer. Süleyman
Kuşlardan Hudhüd’ü arar, ‘o nerede onu göremiyorum’ der. Derken
Hüdhüd Sebe ülkesine gider ve oradan haberlerle getirir. Burada Kuşlar
Hititler, Hüdhüd de Hitit’den gelip Süleyman’ın ordusuna katılan subayın
lakabıdır. (Neml; 20,22,27).
“Cinlerden bir İfrit”: Hz. Süleyman kıssasında geçer. Cinler, Babil’den
gelen yapı ustaları, cinlerden bir ifrid de onlardan birisinin lakabıdır. İfrid
olarak bilinen Babil’den gelen maharetli yapı ustalarından birisi demektir.
(Neml; 39).
“Cinlerden bir heyet”: Nusaybin’den gelen ve cinlere, perilere inanan bir
gurubun insanın Hz. Peygamber ile konuşup Kur’an dinlemesi ve bu batıl
inançlarından nasıl vazgeçtikleri anlatılırken geçer. Daha önce Mekke’de
görülmeyen, yabancı (ecnebi) bir heyet anlamındadır. (Cin; 1)
“Cinleri ve insanları ibadet için yaratmak:” “İns-u cinn” tabiri aşağı-
yukarı, ileri-geri, sabah-akşam, gündüz-gece gibi görünen (ins) ve
görünmeyen (cinn) anlamında bir deyimdir. Evrende gördüğümüz ve
görmediğimiz her şey kastedilir. İbadet de yapmak, ortaya çıkarmak, iş ve
değer üretmek demektir. “Gördüğünüz ve görmediğiniz her şeyi Allah’a
(onun emri ve yasaları doğrultusunda) yapsınlar, ortaya çıkarsınlar, iş ve
değer üretsinler, kendilerini ifade etsinler diye yarattık” denmek istenir.
(Zariyat: 56)
“Ye’cüc ve Me’cüc”: Türkçe’deki herc-ü merc tabiri gibi altüst oluşu,
fesat ve kargaşa çıkaran toplulukları anlatır. Yeryüzünde mülk-i la yebla ve
şecere-i huld için yani yıkılmaz bir mülk ve her şeyi kendine ait kılıp,
toplama ve mülkiyetine geçirme için kan döküp fesat çıkaran toplulukları
ve ülkeleri ifade eder. Yağmaya, talana, çapula, işgale girişen her
topluluğun genel adıdır. (Kehf; 18/94)
“Dabbetu’l-arz”: Yeryüzünün kımıldanışı/hareketlenişi manasına gelir.
Yeryüzünün içindekileri (üzerinde olanları) haber vermesi manasında, dile
gelip konuşması (kelam etmesi) ve yağmaları, işgalleri, kan döküp fesat
çıkarmaları haber vermesini ifade eder. (Neml; 27/82-84). “Bastığın
yerleri toprak diyerek geçme tanı” mesajı verir.
“Gökten kulak hırsızlığı yapmak”: Kâhinleri ve mecnunları eleştirirken
geçer. Onlar yol başlarına oturarak, yıldızlardan fal bakıp geleceği
okumakta ve gaibten haber vermekteydiler. “Böylesi ‘göğü dinleyip kulak
hırsızlığı yapanların’ üzerine ateş yağacak ve yaptıklarını ağır bir bedelle
ödeyecekler, cehennemi boylayacaklar” denmek istenirken kullanılır. (Hicr;
18).