İlahî çağrı: Barış Yurdu Dâru’s-Selâm
“Allah Barış Yurdu’na
çağırıyor.” (Kur’an, Yunus;
10/25).
Düşünün...
Trakya, Kafkasya, Buhara,
Yemen veya Cebel-i Tarık sınır
kapılarından içeri girerken hep
aynı levhayla karşılaşıyorsunuz:
Barış Yurdu’na hoş geldiniz...
Girilen kapıya göre Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça, Urduca, Berberice,
Habeşçe, Çerkezçe vs. bir çok dilde yazılmış...
Avrupa’dan, Asya’dan veya Afrika’dan diğer kıtaya geçerken bu levha sizi
karşılıyor...
Fas’tan Buhara’ya, Bosna’dan Keşmir’e, Kırım’dan Sudan’a üç kıta adeta
menteşe gibi birbirine bağlanmış...
Bu devasa coğrafyaya neresinden girerseniz aynı esenlik, barış ve adalet
dileği karşılıyor sizi: Barış Yurdu’na hoş geldiniz...
Barış Yurdu kavramından kastettiğim, coğrafi anlamda bir dünya ufku
olmakla birlikte, bölgesel olarak Afrika, Avrupa ve Asya’nın deniz yolları ve
kara derinliği içinde iç içe geçmiş engin ufuklarıdır...
Daha özel olarak jeopolitik dilde Ön Asya, Mezopotamya-Akdeniz havzası
olarak anılan görkemli coğrafyadır...
Burası, insanlığın kadim uygarlık merkezi, İbni Haldun'un tabiriyle
yeryüzünün “umrana elverişli”0-60. kuzey enlemleri arasındaki birinci,
ikinci ve üçüncü iklim bölgeleri kuşağıdır...
Burası, antropolojik açıdan insanlığın rahmidir...
Burası, uygarlık tarihi açısından, Sümer, Babil, Asur, Pers, Mısır, Yunan,
Hind, Çin, Rus, Roma, Bizans, Arap, Türk, İslam ve Osmanlı uygarlıklarının
doğup geliştiği, tek bir tarihsel-kültürel zaman sürekliliği içinde birbirlerini
devraldıkları 28 büyük uygarlığın rahmidir...
Burası etnik ve mezhep kimlikler açısından Türk, Kürt, Arap, Türkmen,
Fars, Beluc, Ezidi, Süryani, Ermeni, Şiî, Sunnî, Alevî vb. birçok kimliğin
obalar, yurtlar, bölgeler halinde yüzyıllardır iç içice geçmiş, birada yaşadığı
coğrafyadır.
Burası, dinler tarihi açısından insanlığın dimağına kazınmış büyük dinlerin,
Hinduizm, Zerdüştlük, Maniheizm, Sabiîlik, Yahudilik, Hıristiyanlık ve
İslamiyet gibi büyük dinlerin rahmidir...
Burası, stratejik açıdan kıtalar arası geçişi sağlayan 16 boğazın 9’unun
(Süveyş, Babu’l-Mendep, Hürmüz, Malakka, Sunda, Lombok, İstanbul,
Çanakkale, Cebel’i Tarık) bulunduğu, dünya enerji (petrol-doğalgaz)
rezervinin % 65’inin üretildiği enerji kaynaklarının rahmidir...
Burası, tarım dönemi uygarlıklarının döl yatağıdır. Babil, Pers, Roma,
Bizans, Emevi ve Abbasi mirasını sürdüren, Osmanlı gibi son temsilcilerinin
sanayi dönemi ile birlikte dağıldığı, insanlığın yürüyüşüne hatırı sayılır