Peki neden?
Kur’an neden ilk buradan başlıyor?
Çünkü bir yanda tüm toprakların sahibi “ağalar”, diğer yanda o topraklarda karın
tokluğuna çalışan “marabalar”...
Ve her geçen gün aralarında büyüyen uçurumlar...
Buradan ne çıkar? “İnsan mı tabut mu?”
Böylesi bir mülk düzeninde Allah’ın “dini” tutar mı? “Tevhid” olur mu?
Buradan çıksa çıksa efendi-köle ilişkisi çıkar.
Kurulsa kurulsa Firavun-köle düzeni kurulur.
Böylesi bir mülk düzeninden “insanca, pek insanca” bir ilişki çıkmaz, çıkamaz,
çıkabilemez.
Bu nedenledir ki mülk paylaşım düzenine dokunmayan, en önce buradan
başlamayan, tıpkı Kur’an’ın başlayışı gibi işe ilk buradan başlamayan din
söylemleri afyondur.
İlk istiğna-tuğyan ilişkisini işlemeyen din dersleri afyondur.
İlk mülk sahibi zümreleri hedef almayan din söylemleri afyondur.
İlk “bahçe sahiplerini” anlatmayan din vaazları afyondur.
İlk ekmek verenin, aş verenin, yedirenin, doyuranın “Rabb” olduğunu
söylemeyen din teolojileri afyondur.
Eğer elinizdeki kitap Kur’an ise bu böyle...
“İlkleri boş ver, sonraya gel” derseniz sonrası da öyle...
İşte İslam’ı içeriden ilk yıkan şey eski cahiliye mülk ilişkilerine geri dönüş (irtica!)
olmuştur. İslam ilk buradan yıkıldı. Daha başlamadan otuz yıl içinde bitti...
Dinden dönenler (mürtedler) ilk bundan döndü. “Zekât vermeyeceğiz, böylesi bir
mülk düzenini kabul etmiyoruz” dediler. Bunun için mürted aslında yeni mülk
düzeninden dönen demektir.
Cahiliye döneminin vahşi kapitalizmi, İslam’ın paylaşımcı mülk düzenini, yeni
kardeşlik iktisadını kabullenemedi. Tarihin akışı içinde gayet esastan bir çıkış
olduğu için belki de “içerisi” dahi bunu benimseyemedi.
Hedeflerini gerçekleştiremeden tarihten çekildi. Hâlbuki peygamber zamanındaki
ideallerin hedefine tam ulaşması ve insanlıkta kalıcı bir tarihsel dönüşüme neden
olması için en az yüz yıla ihtiyaç vardı.
Topu topu otuz yıl kadar sürdü.
“Benden sonra birbirinizin boynunu vurmayın, Müslüman’a kardeşinin canı, malı,
ırzı haramdır” denmesine rağmen canlar heder edildi, mallar yağmalandı, ırzlar
çiğnendi.
“Mülk” (mal, iktidar) yüzünden iç savaşlarda dünyanın gözü önünde 90 bin kişi
birbirini kesti. “Muhammed’in adamları birbirini yiyor” dedirttiler.
İslam o günkü dünya kamuoyunda “Çölde yeni bir din (peygamber) çıkmış
kölelere özgürlük (fekku raqabe) diyormuş” diyerek duyulmuştu...
Bu sese kulak kabartan Sasani ve Bizans’ın köleleri, ezilenleri, mahrumları,
çaresizleri, İslam’ın içindeki mülk kavgasını görünce “Bu da diğerleri gibi” dediler
ve umutsuzluğa gark oldular.
İşte o an “çölde haykıranın sesi” duyulmaz oldu. Dünya kamuoyunda estirdiği o
muazzam rüzgâr hızını kaybetti.
Ebuzer’in çöle gömülmesiyle yıldızı söndü.
Ali’nin yenilmesiyle rüzgârı dindi.