Cinsellik ve onun uyarıcısı olan şehvet, iktidar (mülk) hırsının cüz’ü
olabilir. Şehvet, şöhret servet ve siyaset “yıkılmayacak bir mülk”
ihtirasının aracıdırlar. Asıl dürtü mülkiyet (sahip olma) hırsıdır.
Bir şeyi satın aldıkça, çoğaltıp biriktirdikçe duyulan haz (servet), bir
koltukta emir verirken tadılan haz (siyaset/iktidar), bir hayranlık
muamelesi ile karşılaşıldığında duyulan haz (şöhret), cinsel orgazm
anındaki haz (şehvet) ile aynıdır. Nitekim cinsel sorunlardan bahsederken
örneğin “iktidarsız” deriz. Hükümetlerden bahsederken “iktidar
oldu/iktidara geldi” deriz.
Bunların hepsi sahip olma (mülkiyet) tutkusunun ifadesidirler.
Bu hazlar tadılırken insan, insan olmaktan çıkar. Kendinden geçer ve her
türlü yanlışı yapabilir hale gelir.
Bunlara karşı kendine tutabilme (savm/oruç) kişiyi “Adem” yapar.
Demek ki Adem’in iki oğlundan ilki (Kabil) mülk ihtirasını, ikincisi de
(Habil) bundan arınmış olmayı sembolize ediyor. İlkinden nüsuk (ritüel)
kabul edilmiyor, ikincisinden kabul ediliyor...
Adem’in iki oğlu tam da günümüzü anlatmıyor mu?
Biz hepimiz Adem’in iki oğlundan birisi değil miyiz?
arzum
(Arzum)
#1