okuru nasıl saatlerce dinleyebiliyorsun?” sorusu bu kafayı yansıtıyor
olmalı... Öyle ya yazarın sırçalı köşkten tanrısal “katına”nasıl çıkabilir ki
okur dediğin. Çünkü yazar buyurmak sadece buyurmak için vardır. İlişki
yine hegomoniktir...
Vehasıl komutan askerinin, lider partilisinin, şehy muridinin, kanaat önderi
cemaatinin “sahibi” olmak ister. Gönüllü, özgür, eşit ve birlikte iş yapma
yerine yukarıdan aşağıya itaat boyuna itaat isterler. Çünkü komutan
askerinin, lider partisinin, şehy muridinin, kanaat önderi cemaatinin
mutlak hegomonu ve hatta yaratıcısıdır...
Bu kartondan hegomanyaları darmadağın eden soru ise “Güneşi batıdan
getir bakalım?” sorusudur. Çünkü bu öyle kıldan ince kılıçtan keskin
sorudur ki, soru soranların piri İbrahim’in dilinden seyfullaha (Allah’ın
kılıcına) dönüşür. Her hegomonu donakaldırıp deşifre eder; biçip atarak
yer ile yeksan eder.
Her türden hegomonik ilişkinin panzehiri bu sorunun altındadır.
arzum
(Arzum)
#1