Bundan sonra Firavun kenzin ve temerküzün tabiatında olanı yapar yani
hegemonyaya yönelir. Kur’an buna taşmak/haddi aşmak (tuğyân), bunu
yapana da taşan/haddini aşan (tâğût) der: [Firavun’a git, çünkü o
tuğyân etti/tâğût oldu.] (Naziat; 17).
Bu noktada “Lehu’l-Mülk” (Mülk Allah’ındır) ne demek anlaşılıyor olmalı...
Mülkü kenz ve temerküz eder işte böyle yoldan çıkar Firavun.
Madem bunlara sahip olmakla Firavunluk iklimine giriliyor, bakalım bundan
sonra Firavun nasıl davranıyor, edip eyliyor.
[Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını
sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını
boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, fesat
çıkaranlardandı.] (Kasas; 4)
Demek ki Firavun, sahip olduğu mülk (bahçe, pınar, servet, makam) ile
büyüklük taslamaya (istikbar) başlar. Halkı ezer, sınıflara ayırır,
erkeklerine kurbanlık koyun muamelesi yapar, kadınlarını hayasızlığa
zorlar.
Sahip olduğu mülkü korumak ve kollamak için halkı baskı altında tutmak,
göz açtırmamak, takip etmek, fişlemek, dinlemek, bölmek, parçalamak,
halkın bir kısmını dili, ırkı, dini, mezhebi nedeniyle diğer kısmına karşı
kışkırtmak, birini tutup diğerine vurmak, sınıf, hiyerarşi, kast yaratmak...
Bunların hepsi “ezmek ve sınıflara ayırmak” olup tipik Firavun
davranışlarıdır...
İtiraz edeni ve başkaldıranı biçmek, öldürmek, fail-i meçhullere kurban
etmek, ağır hapislerde süründürmek, genç fidanları dar ağaçlarında
sallandırmak, bir kuşağı yok etmek, kendi evlatlarını kıyıma uğratmak, ret,
inkar, asimilasyon politikaları uygulamak, kimlikleri ve kişilikleri yok
saymak, babaları kredi kartı kölesi haline getirmek... Bunların hepsi
“oğullarını boğazlamak” olup tipik Firavun davranışlarıdır...
Anaları ağlatmak, nişanlıları sızlatmak, geride dul ve yetimler bırakmak,
12 saat çalıştırmak, asgari ücretle çalışan kadınları sellere kaptırmak,
karnındın sıpayı sırtından sopayı eksik etmemek, hayasızlığa zorlamak,
beyaz kadın tacirlerine, uyuşturucu kaçakçılarına zebun etmek, güvencesiz
çalıştırmak, ırgat gibi koşturmak, bedenini kullanmak, ruhunu kirletmek...
Bunların hepsi“kadınlarını sağ bırakmak” olup tipik Firavun
davranışlarıdır...
Ayrıca “oğullarını/erkeklerini boğazlamak” şu anlama da gelir:
Firavun eril çıkışları boğazlar, öldürür. Yani erkekçe dik duruşları sevmez.
Başkaldıranı, itiraz edeni, muhalif olanı boğazlar. Bu durumda
“kadınlarını sağ bırakmak” da şu demek olur: Dişil davranışlara ses
çıkarmaz, hayat hakkı tanır, yaşatır. Yanaşmaları, sokulmaları, suyuna
gitmeleri sağ bırakır hatta ödüllendirir...
Keza oturduğu yerden para kazanmak, emeğe, alınterine el koymak,
başkasının sırtından zengin olmak, arsa, tarla, ihale, yatırım adı altında
oraya buraya sahip olmaya kalkmak, insanların barınma ihtiyaçlarını
kullanarak 30 yıl vadeyle ev taksidine bağlamak, sonra bir gecede kiriz
çıkarıp hepsini geri almak, sıcak para adı altında ülkeyle para sokup
insanları iliklerine kadar faizle sömürmek, yılda 56 milyar dolar faiz