ZİYA GÖKALP

(ŞİİR PARKI) #1

bedenimizde değil, ruhumuzdadır. Maddî üstünlüklerimiz
ırkımızdan geliyorsa, manevî üstünlüklerimiz de eğitimini
aldığımız toplumdan geliyor.


Büyük İskender «benim gerçek babam Filip değil,
Aristo’dur. Çünkü birincisi maddî yapımın, İkincisi manevî
yapımın meydana gelmesine sebep olmuştur.» diyordu.
İnsan için manevî yapı, maddî yapıdan önce gelir. Bu
itibarla milliyette şecere aranmaz. Yalnız, eğitimin ve
mefkûrenin millî olması aranır. Normal bir insan hangi
milletin eğitimini almışsa, ancak onun mefkûresine
çalışabilir. Çünkü, mefkûre bir yüksek heyecan kaynağı
olduğu içindir ki, aranır.


Oysa, eğitimiyle büyümediğimiz bir toplumun mefkuresi,
ruhumuza asla büyük bir heyecan veremez. Aksine
eğitimini almış olduğumuz toplumun mefkûresi ruhumuzu
büyük heyecanlara boğarak mesut yaşamamıza sebep olur.
Bundan dolayıdır ki, insan, eğitimi ile büyüdüğü toplumun
mefkûresi uğruna hayatını feda edebilir. Oysa, akıl yoluyla
kendisini bağlı saydığı yabancı bir toplum uğruna ufak bir
çıkarını bile feda edemez. Özetle, insan bedbaht olur. Bu
düşüncelerden varacağımız pratik sonuç şudur:


Ülkemizde vaktiyle dedeleri Arnavutluktan veya Arabis-
tan’dan gelmiş milletdaşlarımız vardır. Bunların Türk
eğitimiyle büyümüş ve Türk mefkûresine çalışmayı alış-
kanlık haline getirmiş görürsek öteki milletdaşlarımızdan
hiç ayırt etmemeliyiz. Yalnız saadet zamanında değil, kötü
gün zamanında da bizden ayrılmayanları nasıl milliyetimizin
dışında tutabiliriz? Özellikle bunların arasında milletimize
karşı büyük fedakârlıklar yapmış, Türklüğe büyük hizmet-
lerde bulunmuş olanlar varsa, nasıl olur da bu fedakâr
insanlara «Siz Türk değilsiniz» diyebiliriz.


Gerçekten atlarda şecere aramak gerekir, çünkü

Free download pdf